Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Özgen

9.0/10
3 Kişi
19
Okunma
2
Beğeni
791
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

2 okur beğendi.
19 okur okudu.
3 okur okuyor.
19 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Abdullah b. Mübarek(r.a)'e "Hangisi daha faziletlidir: Muaviye mi Ömer ibn Abdülaziz mi? diye sorulmuş. O da "Hz. Rasulullah'la beraber olduğu zamanlarda Hz.Muaviye'nin atının burnuna giren toz bile Ömer ibn Abdilaziz'den kat kat hayırlıdır" demiştir. Bu sözüyle o hiçbir şeyin Hz. Rasül-ü Ekrem ile birlikte bulunmaya ve onu görmeye muadil olmayacağına işaret etmiştir.
Sayfa 194Kitabı okudu
İmam-ı Rabbani (hz.) muhabbette dalkavukluğun olamayacağını düstur olarak ortaya koyduktan sonra sevmenin ölçüsünü koyar: Seven, sevdiğine hayranlık ve çılgınlık derecesinde düşkünleşmelidir. Böyle bir sevgiye sahip olan kişinin sevdiği peygambere muhalefet etmesi şöyle dursun, muhalefet edenlere karşı meyledip mülayim davranması bile mümkün değildir.
Reklam
İmâm-ı Rabbâni'ye göre marifeti elde etmenin yegâne yolu, bilinecek şeye ulaşmaktır (vuslat). Tabii ki iman meselesinde tanınacak varlık Allah olunca O'na ulaşmanın mümkün olup olmadığının ayrıca ele alınması icap eder. Ona göre Allah'la O'nu tanıyacak insan arasındaki mahiyet farklılığı iki varlığın birbirine vuslata manidir. Tanıyacak olan insan yoklukla bağlantılı iken tanınacak olan Allah'ta varlık (vücud) asıldır. İnsanın aslındaki yoklukla bağlantısı ve ondan kaynaklanan zayıflıkları bazen azalsa bile asla kaybolmaz. Hâlbuki yokluk kavramı hakiki ve kadim varlık olan Allah hakkında imkânsızdır. Bu bakımdan insanın Allah'a ulaşması, iki zıttın bir anda aynı yerde bulunması kadar imkânsızdır.“ -
İnsan kendiyle Mevlası olan Allah Teâlâ arasında kendinin tamamen muhtaç ve Allah Teâlâ'nın ne zatında ne de sıfatlarında hiçbir şeye muhtaç olmayışından (istiğna) başka bir nisbet bulamaz. İnsan, kendi zatıyla Allah Teâlâ'nın zatı, sıfatlarıyla sıfatları ve fiileriyle fiilleri arasında hiçbir münasebet bulamaz. Hatta gölge kelimesi bile bir münasebet ifade ettiği için onu da kullanamaz. İnsan sadece Allah'ın yaratıcı, kendinin de O'nun yarattığı bir varlık olduğuna inanmaktan başka bir şeye cüret edemez.'“ Aslında İmâm-ı Rabbâni'nin bu ifadeleri, Abdullah elEnsâri'nin (v. 481/1088) tarifiyle de benzerlik arz etmektedir. O da marifeti bir şeyi olduğu şekilde ihata edip kavramak olduğunu söylemişti. Ona göre de Allah'ı olduğu gibi ihata etmek, imkânsızdır. İnsanın fehim ve idraki O'nu kuşatıp ihata edemez. O zaman, imânın tarifinde bulunması gereken zorunlu marifet, Allah'ı ihata etmek manasındaki marifete sahip olmaktan aciz olduğumuzu anlamaktır. Ve bu anlayış da bir bilgi (marifet) olmaktadır.'6?
Hıristiyanlar, Hz İsa'yı ilah olarak sevdikleri halde Müslümanlar Hz. Muhammed'i Allah için severler.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok