Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nazaret Dağavaryan

6.0/10
3 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
1.230
Görüntülenme

Nazaret Dağavaryan Gönderileri

Nazaret Dağavaryan kitaplarını, Nazaret Dağavaryan sözleri ve alıntılarını, Nazaret Dağavaryan yazarlarını, Nazaret Dağavaryan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Osmanlı Mebusan Meclisinde Sivas Mebusu olan doktor Nazaret Dağavaryan 18 Mayıs 1909’da meclis zabıtlarına geçen konuşmasında; “vaktiyle donanmamız, Avrupa donanmalarının üçüncü sırasında iken şimdi en geride kalmış olanlar arasında bulunuyor. İyi bir şeyimiz varsa o da kara ordumuzdur ki, kendi fedakarlığı, metanet ve yiğitliği ile öteden beri Avrupa’nın hayretini kazanmış ve dünyanın en yürekli ordusu addolunmuştur.” demiş. Yine 13 Aralık 1909 tarihli meclis konuşmasında Fırat ve Dicle nehirlerinde bir Ingiliz şirketine taşımacılık imtiyazı verilmesine şiddetle itiraz ederek şunları söylemiş; “bu imtiyazdan vatan ve halk bir takım zararlar görecektir...bazıları tarafından vaatler verilmiş, meşrutiyetin geçerli olduğu rejimlerde bir şahıs tarafından verilen vaatlere hiç bir zaman riayet olunmaz.Eğer Lynch Kumpanyasına biz bu imtiyazı verirsek, bir müddet sonra başka imtiyazlar da veremeye mecbur kalabiliriz. Beyefendi buyuruyor ki; ‘gemilere Osmanlı sancağı konulacak’. Fakat iş sancakta değildir. Esas şirket kimin idaresi altındaysa onundur. Memlekette Osmanlı Bankası var. Bu bankada isimden başka neyimiz var? Kapital ecnebi, direktör ecnebi, bizim neyimiz var? Yalnız ismimiz var. Bir de ortalığı süpürecek bir takım uşaklar. Bunları saklamak vatana hizmet değildir.” Osmanlılık altında bütünleşmeyi benimsemiş ve bu yönde çalışmaları olmasına rağmen ve zikredilen meyanda konuşmalarıyla bilinmesine rağmen, 24 Nisan 1915’te tutuklandı ve Diyarbakır’a götürülürken öldürüldü. Sahi vatansever ya da vatan haini olmayı kim belirliyor?! Bunlar bir vatanseverin sözleri değil mi?
Hıristiyan Protestanlığının ve Kızılbaş İnancının Doğuşu
Hıristiyan Protestanlığının ve Kızılbaş İnancının DoğuşuNazaret Dağavaryan · Kor Kitap · 201811 okunma
Kızılbaşlar ölmüş canlar için “Hakka yürüdü” tabirini kullanırlar, asla öldü demezler.
Reklam
Türkçe konuşan kızılbaşlar dini önderlerine “Dede”, Kürtçe konuşanlar ise “Seyyid” derler. Din adamlarının Ali’nin soyundan geldiğine inanılır ve babadan oğula devam eder. Din adamların en büyüğü ise Hacı Bektaş Çelebi’dir.
Muharrem’in 10. Günü “Aşure” hazırlanır. Ermenilerin “Anuş Abur”una benzer. “Hıdır Elles”, Ermenilerin Surp Sarkis’ine karşılık gelir.
Kızılbaşlarca kabul edilen en büyük günahlar: homoseksüel ilişki ve karısını boşamaktır.
“Dede” sıfatının, Ermenilerdeki papaza verilen “Derder” sıfatının değişime uğramış hali olduğuna inanılır.
Reklam
Her kızılbaş erkeğinin bir danışman arkadaşının, yani “Muhasip”inin olması şarttır. Birbirlerine “Aşna” ve “Canik” diye hitap ederler.
Kızılbaşlıkta “Babalık” veya “Kirvelik”, Hıristiyanlıktaki “Vaftiz Baba” ya karşılık gelir. Türk kızılbaşlar genellikle “Babalık”, Kürt kızılbaşlar ise “Kirva” sıfatını kullanırlar.
Pavlikyanlar; Mdznecilike itibar eder;ana, bacı, baba, kardeşle yatarlar. Bize göre bu acayiplikler iftiradır. Muhafazakar egemen zihniyetin kabul etmediği tüm inançlara bu tür kirli yakıştırmalar atfederler. Tıpkı şimdilerde kızılbaşlara yaptıkları gibi.
Reklam
Mdzghnecilik (Dua Ediciler), Süryanilere özgü 4. Yüzyılda doğmuş bir tarikattır. Çoğunluğu çalışmayı reddeder, açık havada yaşar, dilencilikle geçinirlerdi.
Panteizm: doğada bulunan her şey Yaradan’ın bir parçası, bir yansımasıdır. Evren ve yaradan aynı şeylerdir.
Tarih esasen bir insan hikayesidir ve bazen ayrıntılar hakikate dair çok şeyi ele verir.
“7 Uğursuz T” olarak nitelendirdiğim “tedip, tenkil, taktil, tehcir, temsil, temdin, tasfiye” yöntemlerinin tümünü kullanarak...
24 Nisan 1915 gecesi İstanbul’da ilk tutuklanan Ermeni aydınları arasında doktor Nazaret Dağavaryan’da vardır.
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.