Çok güzel bir eser. İçinde yirmi adet hikaye ve bu hikayelerin tahlilleri var. Tahlilleri yapanlar o dönemin Yeni Türk Edebiyatı doktora öğrencileri ve akademisyenler. Kitapta çok sevdiğim bir hocamın da incelemesi bulunmakta. Bazen bazı edebi metinleri okuruz fakat anlamakta, anlam vermekte veya neye göre anlam vereceğimiz konusunda zorluk yaşarız. Kitaptaki bazı eserler tahlilleri ile anlam buldu bende, bu da bize eser tahlilinin ne kadar önemli bir mefhum olduğunu gösteriyor. Mesela bence "Kayıp Eşyalar Bürosu" ve "Manifatura" isimli öykülerin tahlili dahi ayrı bir sanattı. Tahlilleri okurken, tahlili yapanlar adeta ikinci bir öykü yazmışlar hissine kapıldım. Öykülere tuttukları ışık ile benim de eserleri anlamadaki yolum aydınlandı. Bu da tabii incelemeyi yapan hocaların zengin düşünce dünyasından kaynaklanıyor olmalı. "Hikaye tahlili nasıl yapılmalı" diye düşünen edebiyat öğrencileri varsa onlar için de çok verimli ve faydalı bir eser. Bu arada eserin adının "Yaşan Hikayemiz" olmasının sebebi de incelenen öykülerin yazarlarının hayatta olmasıymış, hocam öyle söyledi :)
Mustafa Kutlu
Okumamış olanlar!
Ben kitap okudum derseler….
Desinler..
Sıcak sımsıcak anadolu insanının dertlenmelerini,gözyaşlarını,içlenmelerini ve buldukları bilgece çözümleri bu kadar güzel bir anlatımla bulamazlar!
Demedi demeyin!
Büyük Pastane'ye ilave olarak Dursun Ali Kuluhan'ın Kızılay'da işlettiği Flamingo Pastanesi (halen Selanik Caddesi No:30/A'da hizmet vermektedir.) Cemal Süreyya'nın Ankara'da bulunduğu yıllarda devam ettiği mekânlardan biridir. Halil Soyuer hatıralarında, Meşrutiyet Caddesi'ndeki Filiz Pastanesi'nde (bu pastane halen Karanfil Sokağı No:28/A'da hizmet vermektedir) Mülkiyeli şairlerden Sami Ayhan'la her gün buluştuğunu kaydeder.
Yaşar Kemal'in de Ataç'ın toplantılarına katıldığını belirtir. Sabahattin Ali, Ankara'da bulunduğu dönemde özellikle Nurullah Ataç'ı görmek için sık sık bu pastaneye uğrar.