"İlginçti ; çünkü barışın olması için savaşmak gerekiyordu. Hem de savaşın ismini bile duymamış olan çocuklarla ya da kadınlarla. Onların da getirilen bu barıştan nasibini almak için ilk önce savaşın varlığından haberdar olmaları gerekiyordu."
İçerisinde birbirinden bağımsız on dört öykünün bulunduğu, ruha şifa bir kitap getirdim sizlere bugün.
Öyküler daha önce çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanmış.
Olmuşuyla/olmamışıyla, eksiğiyle/gediğiyle varoluş çabasında mücadele eden İnsan'a dair öyküler.
Kündekâr 'dan, Bahyezen' e, Savaş ve Barış'tan, Berceste' ye, kıssadan hisse mukabilinde, aklınıza da, gönlünüze de iyi gelecek öyküler.
Ay Işığın da, tutkusuna esir olan Tarık'a ne kadar kızsak da, bizden, bizlerden birilerinin öyküsü oda...
Belboy, gülümsetse de nefsine yenik insanın bir başka öyküsü daha diyeceksiniz.
Ah Ejder ahh, gün gelip, devran dönüyor illâki. Dün senin yaptıkların bugün sana yapılan.
İsmini ister Hızır de, ister Giorgi, bir isimle değişir mi sandın kendini. Sen yine aynı sen...
Kündekâr, her bir öyküye kalbimi bıraktığım kitap.
Gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim, hediye edebileceğim kitaplardan biri :-)
Beni duygudan duyguya sürükleyen toplamda 13 adet öykü okudum. Kündekâr öyküsünde hüzün dolarken, Seyyah öyküsünde şaşkınlığa uğradım. Bazı öykülerde üzüldüm, kimisinde sinirlendim. Kimisin de ise gülerken düşündüm. Gerçekten her bir öyküyü tadı damağımda kala kala okudum. Kesinlikle öykü severlere tavsiyemdir.