Bu ayete göre, bir insanın kanını akıtmak, bütün insanların kanını akıtmak; bir insana yalan söylemek bütün insanlara yalan söylemek; bir insanı horlamak, küçümsemek, kandırmak... Allah'ı ve bütün insanlığı horlamak, küçümsemek ve kandırmak demektir...
Yunus Emre bu gerçeği, ne güzel dile getirmiştir:
"Yaradılanı hoş gör, yaradandan ötürü."
Sevgili peygamberimiz (s.a.v.), çevresindeki insanları cahiliye devri öncesi kabile taassubu merkezli düşünce, anlayış, adet ve kalıntılardan kurtarmak, halîfetullah olan insanı layık olduğu şerefli ve onurlu bir yere getirmek için çok büyük gayret sarfetmiştir. İnsana yapılacak her türlü saldırıları şiddetle kınamış, onun maddî varlığıyla manevî onurunu her değerin üstünde tutmuş ve:
"İnsanoğlu, Allah'ın yapısıdır, bu yapıyı yıkan, ona karşı şiddet gösteren mel'ûndur.”
"Dünyanın yok olup gitmesi, Allah katında bir mü'minin haksız yere öldürülmesinden daha hafiftir,”20 buyurmuştur.
Numan b. Beşîr anlatıyor:
"Babam, annemin zoru ile bir kısım malını bana verdi. Hakkı ve onuru zedelenmiş olan kız kardeşim Amre, Resûlullah şahit tutulmadıkça bunu kabul edemeyeceğini söyledi. Babam beni alarak Peygamberin yanına götürdü ve durumu anlattı. Allah elçisi babama;
- "Numan'a yaptığın bu bağış gibi bütün çocuklarına da yaptın mı?" diye sordu. Babam,
"Hayır," dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.): - "Allah'tan korkunuz ve çocuklarınız arasında adaletle davranınız," buyurdu.
Bunun üzerine babam, bu bağışından döndü ve mali benden geri aldı."