Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nevzat Evrim Önal

Nevzat Evrim ÖnalBilmiyorlar, Ama Yapıyorlar yazarı
Yazar
Editör
9.6/10
18 Kişi
58
Okunma
11
Beğeni
1.482
Görüntülenme

Hakkında

1978’de İstanbul’da doğdu. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi 1995 mezunudur. Lisans ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünde görmüş, doktora çalışmasını Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme alanında Marmara Üniversitesi’nde yapmıştır. 2007 yılında tamamladığı doktora tezinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş hali olan Anadolu Tarımının 150 Yıllık Öyküsü 2010 yılında Yazılama Yayınevi tarafından basılmıştır. Önal 2004-2007 yılları arasında Beykent Üniversitesi’nde görev yapmış, 2009 yılında da Beykoz Üniversitesi’nde çalışmaya başlamıştır. Halen bu üniversitede yardımcı doçent unvanıyla çalışmaktadır. Önal ayrıca soL Haber Portalı ve Boyun Eğme Dergisi’ne düzenli katkı koymaktadır.

Okurlar

11 okur beğendi.
58 okur okudu.
8 okur okuyor.
39 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
3/3
1965 yılında, Polinezya'da bir ada olan Tonga'da bir grup çocuk okuldan kaçmak için bir tekne çaldılar. Ancak çıktıkları deniz yolculuğunda fırtınaya kapıldılar ve sekiz gün açık denizde sürüklendikten sonra insansız bir adada mahsur kaldılar. (…) Ne birbirlerini öldürdüler, ne de birbirleri üzerinde baskı kurmaya çalıştılar. Onun yerine adaya çıkmadan önce denizde mahsur kaldıkları günlerde hindistancevizi kabuğunda yağmur suyu toplayıp paylaştılar, adada yaktıkları ateş sönmesin diye sırayla başında durdular, hatta içlerinden biri bacağını kırdığında onun işlerini üstlenip tedavisini gerçekleştirdiler ve bir yılı aşkın süre boyunca dayanışarak hayatta kaldılar. Sonunda kurtarıldılar ve sağ salim evlerine döndüler.
Reklam
2/3
Okumamış olanlar için kısa özet: Öykü dünya çapında sürmekte olan bir savaş sırasında geçmektedir. Aralarında yaş farkı olsa da henüz hiçbiri ergenliğe girmemiş bir grup çocuk bir adaya düşer ve bir yandan hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da içlerinde çatışmaya başlar. Kendilerince bir demokrasi inşa etmeye çalışsalar da daha saldırgan olanlar çeteleşerek, zayıfları dışlayarak ve şiddet uygulayarak hayatta kalma araçlarını ele geçirirler. Ayrıca "Domuzcuk" lakabı takılan şişman, gözlüklü çocuğu öldürür; birlik ve uzlaşı sembolü olan deniz kabuğunu da kırarlar. Nihayetinde çocuklar bir savaş gemisi tarafından kurtarıldıklarında, gördüklerinden dehşete düşen subayın şaşkınlığıyla, analoji tamamlanmış olur: İnsan daha doğuştan başka insanlara şiddet uygulamaya ve üzerlerinde baskı kurmaya meyillidir, bu "insan yüreğinin karanlığı" karşısında uygar insanlar olarak dehşete düşebiliriz, ama hüngür hüngür ağlamak ya da utanç içinde başımızı eğmekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Kendine üzülmeye meraklı orta sınıflar için etkileyici bir öykü kuşkusuz. Ne var ki, gerçekler en etkileyici öyküyü bile, eğer yanlış ise, sonunda boşa düşürür.
Sayfa 41
Her gün haklarımız ve özgürlüklerimiz için daha fazla mücadele etmek zorunda kalıyoruz ama daha bindiğimiz dolmuşun şoföründen göndermediği para üstünü isterken dahi sesimiz çatallanıyor, elimiz ayağımız soğuyor. Metroda ayının teki yürüyen merdivenin sol tarafında dikildiğinde ya da biz inmeden dalıp binmeye çalıştığında kurduğumuz hayallerden Testere serisine bir film daha çekilir; ama homurdanırken dahi duyulur da hır çıkar endişesi sesimizi kısıyor.
"Ne gülüyorsun?" diye sormuştu Horatius seyircisine; "değiştir isimleri, anlatılan senin hikâyendir!"
Sayfa 134Kitabı okudu
David Harvey Postmodernliğin Durumu eserinde gerçekliğin imgelerle ya da hayatın fotoğraflarla indirgenebileceği düşüncesini eleştirirken sene 1990'dı. On dört yıl sonra Facebook kuruldu ve hepimiz yediğimiz ve gezdiğimizin fotoğraflarını paylaşmaya başladık. Yiyen ve gezenin biz olduğunu ispat edebilmek için de ha bire selfi çeker olduk; çünkü herkes bilir ki selfi, deneyimin sahihlik şahadetnamesidir. Ya da, internet jargonuyla konuşursak, "caps or it didn't happen."
Sayfa 103Kitabı okudu
Bir şeyi para verip satın alıyorsanız, o şeyin özgürlükle bir alakası yoktur..
Nevzat Evrim Önal
Nevzat Evrim Önal
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
Kitabı ismi dikkatimi çekti , letgofa gezinirken görüp okumak istedim ve önsözüne göre aldım.Önsözündeki beklentilerime göre bi kitap olmadığını düşündüğüm için bıraktığımı düşünüyorum Fakat bana birşeyler kattığını düşünüyorum. Mavi yakalıların yada ofis çalışanların ,işçi sınıflarının çok uğraşıp ama bunun meyvesinin patronların yendiğini ve bu sistemin patronları agırlaştırdığı işçilerin daha çok azimle çalıştığını anlatıyor. İyi bir kitaptı neden okumayı bıraktığımı tam bilmiyorum ama belki daha sonra tekrar okurum...
Bilmiyorlar, Ama Yapıyorlar
Bilmiyorlar, Ama YapıyorlarNevzat Evrim Önal · Yazılama · 201738 okunma
239 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Beyaz yaka nin da zincirleri var
Nevzat Evrim Onal, beyaz yakali dediğimiz kendini görece mavi yakali işçiden ayıran bir kesimin fotoğrafını çekiyor. Ayrıca bu fotoğraf bir uyanışı da tetikliyor. Beyaz ya da mavi, her bir işçi patronu karşısında hakkını savunmak zorunda.
Bilmiyorlar, Ama Yapıyorlar
Bilmiyorlar, Ama YapıyorlarNevzat Evrim Önal · Yazılama · 201738 okunma
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Okuduktan sonra J.Dıamond , Hararı ve Acemoğlu gibi ideologların yazdıklarını sosyoloji antropoloji rafından alıp fantastik edebiyat rafına yerleştirmenizi düşündürecek türden çarpıcı bir gerçeklik sunuyor N.E.Önal bu kitabında .
İnsan Bencil mi?
İnsan Bencil mi?Nevzat Evrim Önal · Yazılama Yayınevi · 202217 okunma