“Hele dallara dizili dikenler gibi acı olur,eziyet olur,zül olur ama aşılır! Bir sürü yeşil yaprakları ile orman olur ,ırmak olur,soluklanırsınız ,yaşadığınızı hisseder keyiflenirsiniz,ama yürürsünüz!Bir bakarsınız dal incelmiş ,ah işte yol bitti ,sona geldim ,dersiniz!Hayır ,yol bitmemiştir. Tohumcuk olur ,gül olur,dökülen yaprakları ile tarumar olur ama bitmemiştir,irileşip turunculaşan yumrusuyla,tohum olur ,döl olur,sel sel mutluluk olur. İşte hayat! O dönemeçli ve dikenli yolları aşabilirsen,bahar olur,yaz olur,mutluluk olur ,yaşlı olur! İşte ben ta buradayım.”
“Bazılarınız bekli de ‘bu kadar da olmaz ki?’diyeceksinizdir ama ‘hayat’ insana yeniden yaşanma fırsatı tanıyan bir ‘yapboz tahtası’ değildir. O nedenle hayatımı doludizgin yaşayarak maziye ‘amansız ‘ ve ‘keşkesiz’ mutlu bir gülümseme ile bakıyorum. “
“Bugün ülkemizde her yaştan insanalar,sınav ,iş,askerlik,geçim,demokratik seçim vb. korku ve panik hallerinde büyük bir tevekkülle Allah’a dört elle sarılmakta hatta gösteriş vesilesi yapmaktadır. Halbuki müslümanlığın özünü kavrayan her insan Allah’ın dünya ve ahiret gününe dair kurallarını koyduğu kuran dışında dünya hayatımıza karışamayacağını,ancak öteki dünyada hesaba çekileceğimizi çok iyi bilmektedir. Bu durum hemen her islam ülkesinde aynıyla yaşanmaktadır. “