Nicholas Epley

Aklıselim yazarı
Yazar
8.2/10
8 Kişi
34
Okunma
5
Beğeni
703
Görüntülenme

Nicholas Epley Gönderileri

Nicholas Epley kitaplarını, Nicholas Epley sözleri ve alıntılarını, Nicholas Epley yazarlarını, Nicholas Epley yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
kendi deneyimimiz öyle olabildiğimizi ileri sürse de pek azımızın çok meşhur olduğudur; başkaları tarafından beklediğimiz kadar dikkatli bir şekilde incelenmiyoruz. Casablanca'nın başlarında, Peter Lorre bir parça onaylanmak için Humphrey Bogarta bakıp, "Benden nefret ediyorsun, değil mi?" diyerek bu dersi yaşayarak öğreniyor. “Seni düşünecek vaktim olsaydı muhtemelen ederdim" diye cevaplıyor Bogart. Bence Casablanca'daki bu anı bizzat yaşamak hepimiz için faydalı olacaktır.
Popüler iç dekorasyon platformu Decorno’nun yazarı Elaine Miller, "İnsanlar delicesine kendini düşünüyor" diyerek, başkalarına iç dekorasyonlarıyla doğru bir imaj sunmak için dikkat edilen toplumsal davranışları açıklıyor. “İnsanlar sanki sürekli izleniyormuş gibi davranıyor. Evleri bile bir gösteri gibi." Hepimiz zaman zaman o noktaya geliriz. Buzlu bir yolda kayıp, düşmenin acısından çok utanmanın acısıyla canınız yanmış olabilir mi? Ya da bir toplantıda aptalca bir şey söyleyip, arkanızdan herkesin fısıltıyla dalga geçtiğinden emin oldunuz mu? Ya da yeni ama önemli bir tanıdığınızın ismini unutup, feci şekilde mahcup oldunuz mu? Aslında bütün dünya bir sahne olabilir o sahnenin tam ortasında olduğumuzu düşünmek kolaydır. Bu durum sadece dünyadaki etkimizi gözümüzde büyütmemize degil, aynı zamanda başkalarının varlığımızı ne ölçüde önemsediğini de abartmamıza yol açabilir.
Reklam
Olduğun gibi görün ve ne hissediyorsan onu söyle çünkü sana önem verenler umursamaz, umursayanlar da önem vermez.
araştırmada, gönüllüler deneye ya rahat bir şekilde içeride otururken ya da kışın ortasında buz gibi bir otobüs durağında otururken katıldılar. Sonra bir kış yürüyüşünde kaybolmuş olan, politik açıdan liberal ya da muhafazakar biriyle ilgili bir hikâye okuyup, bu kişinin en büyük sorununun açlık mı, susuzluk mu yoksa soğuk mu olacağına dair tahminde bulundular. Gönüllüler, yürüyüşe çıkan kişinin düşüncelerini ve duygularını tahmin ederken benmerkezci davrandılar; ama sadece bu kişi kendi politik görüşlerini paylaştığı zaman. Yani, buz gibi otobüs durağında oturanlar, benzer politik inançlara sahip olan kişinin yiyecekten ve sudan çok soğuğu umursayacağını, açlığa ve susuzluğa kıyasla soğuğu çekilmez bulacağını ve yeterince su ya da yiyecek getirmediği için değil yanına yeterince sicak tutacak kıyafetler getirmediği için pişmanlık duyacağını düşündüler. Ne var ki, bu kişi farklı politik görüşlere sahip olduğunda, gönüllülerin kendi duygularının bu kişinin ruh haline yönelik tahminleri üzerinde hiçbir etkisi yoktu. "Benimkine" benzemeyen görüşlere sahip olmak demek, “benimkine" benzemeyen duygulara ve endişelere sahip olmak demekti.
Mercek sorunuyla baş etmeye çalışmak, su işkencesine maruz kaldığınızı, uykusuz bırakıldığınızı, fakir olduğunuzu ya da yıllarca hücre cezası çektiğinizi hayal etmek, kendinizinkinden tamamen farklı olan bir durumda bulunmanın nasıl bir şey olduğunu anlamanızı sağlayamaz. Hepimiz diğer insanlara başkalarının yerine geçmedikleri sürece onları yargılamanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatırız, ama aynı şeyi kendimiz yaparken kolayca görmezden geliriz. Başka birinin bakış açısını hayal etmeye çalışarak mercek sorununu alt edemezsiniz. Bizzat o bakış açısına sahip olarak ya da doğrudan o bakış açısına sahip birini dinleyerek baş edersiniz. Håkimlerin, üzerinde düşündükleri bir uygulamayı net bir şekilde değerlendirmeden önce, radikal bir adım atarak o uygulamayı tecrübe etmeleri gerekebilir.
Araba kullanırken sizden daha yavaş giden herkesin aptal, sizden daha hızlı giden herkesin manyak olduğunu hiç fark ettiniz mi?"
Reklam
Çekiciliğin en önemli belirleyici etkenlerinden biri, bebek sahibi olmak icin formda ve sağlıklı partnerler bulmaya yaradığı bin yıldır kanıtlanan bir uyarı işaretidir. Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? İri kaslar mı? Kocaman gülümsemeler mi? Büyük göğüsler mi? Evet, bazıları için öyle ama dünyanın her yerinde çok daha tutarlı olan bir şey daha var: iki taraflı simetri. Yani vücudunuzun sol ve sağ tarafının ne derecede aynı olduğu. Biliyorum, çekici görünüyor, değil mi? Bunun için çok fazla bilinçli dikkate gerek yoktur çünkü beyniniz simetriyi değerlendirmede o kadar iyidir ki çekicilik duygunuzu hemen o anda yapılandırır. İçgözlem, bu zihinsel inşa sürecini tamamen gözden kaçırır. Bu nedenle, insanlara bir süper modeli neden çekici bulduklarını sorarsanız, sizi temin ederim uzman psikologlar dışında hiç kimse “simetri" demeyecektir.
Duyarsız davranışların nedeni duyarsız zihinlerdir.
Kadınların erkeklerden daha duygusal olduğunu söyleyen yaygın bir klişeyi ele alalım. Baktığınız hemen hemen her yerde bunun kanıtını görebilirsiniz. Kadınlar erkeklerden daha çok gülümser, daha sık ağlar ve daha çok kahkaha atar. Görünüşe göre kadınlar erkeklerden daha çok şey hissetmektedir: ne de olsa erkekler ağlamaz. Ama bu farklılığın, hissedilen duyguları mı yoksa başkalarına gösterilen duyguları mı yansıttığını anlamak için hepimizin ihtiyacı olan şey, ortalama bir erkeğin ya da ortalama bir kadının işbaşındaki zihinlerine doğrudan ulaşmaktır. Neyse ki duygusal deneyimler, pahalı laboratuvar cihazlarıyla yakalanabilen fizyolojik izler bırakır. İnsanlar bu cihaza bağlandığında, araştırmalar duygusal şeyleri çağrıştıran aynı sahneleri seyreden erkeklerin ve kadınların ortalama olarak aynı yoğunlukta olan aynı duygusal tepkileri verdiklerini doğrulamaktadır. Erkeklerin ve kadınların farklı olduğu nokta, duygularını dışavurma şekilleridir; kadınlar erkeklerden daha fazla dışavurmaktadır." Ama insanlar bu erkekleri ve kadınları seyrettiğinde, kadınlar duygularını erkeklerden daha çok gösterdiği için kadınların daha duygusal olduğu sonucuna varırlar. Burada klişeler yanlış yönlendirmede bulunur çünkü görünmeyen deneyimlerden ziyade görebildiğimiz deneyimleri temel alır.
Psikoloji tarihindeki en meşhur deneylerden biri, Stanley Milgram'ın otoriteye itaat hakkında yaptığı araştırmadır. Birçoğumuz iyi kalpli bağımsız düşünürler olduğumuza inanırız, bu yüzden bir deneyde başka bir kişiye onu öldürmeye yetecek kadar elektrik şoku vermemiz söylenmiş olsa, çoğumuz bunu kabul etmeyeceğini düşünecektir. Gerçekten de, Milgram'ın farklı gruptan insanlara uyguladığı ankette, hiç kimse başka birine 300 volttan fazla elektrik vermeye razı olacağını öngörmemiş, çoğu kişi de elektrik vermeyi çok daha çabuk bırakacağına inanmıştır. Hal böyleyken Milgram hazırladığı deneyde insanlardan aynen böyle davranmalarını istemiş, 300 volt elektrik vermeyi herkesin kabul ettiğini ve diğer kişinin bu deneyimden dolayı ölebileceği noktayı çoktan aşan 450 voltluk bir düğmeye tam olarak yüzde 62.6'sının bastığını bulmuştur.
183 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.