Şeref Hanım ise yalnız hayatta iken lânet etmekle yitinmeyip, mezar toprağının bile haşne kadar Yezid yardımcılarına lânet etmesini ister:
Ben ölürsem yine la'net okusun haşne kadar Rûh-ı nâ-pâkinize hâk-i mezârım her an
Yine Şeref Hanım, Hz. Hüseyin'in susuz bırakılması na değinirken Hz. Ali'nin Sâkî-i kevser olduğuna ve bu çabanın boşunalığına işaret eder:
Zâde-i sâki-i Kevser iken ol âli-neseb
Bir içim suyi dirif itdin abî-rahm û edeb
Mersiyelerde adı çokça geçen Yezid, Hz. Musa'ya zulmeden Firavun ve Hz. İbrahim'e zulmeden Nemrut ile karşılaştırılır ki Yezid işlediği suçun büyüklüğüyle bunlari bile geride bırakmıştır:
Geçti Fir'avn ile Nemrud-1 bilâ şekk ü gümân Sebep oldun bu kadar fitneye fikr it a Yezid
Fuzuli'nin Zeyneb'in ağzından söylediği şu dizeler ise Kûfeliler'i hem olayı meydana getirişleri hem de sonrasındaki üzüntüleri nedeniyle dengesiz bulur.
Ey ehl-i Kûfe adetiniz mekr imiş müdam
Ey ehl-i Şam hiyle imiş resminiz tamam
Geh say'edersiz al-i Resûlin kıtaline
Geh mâtemin tutup eylersiz ihtiram
Dermani'ye ait şu şiir ise Kûfeliler'in binlerce biatine karşılık, buna sadık kalanların sadece Hz. Hüseyin ile birlikte şehit olanlar olduğunu vurgular.
Dertlidir yüreğim derdim binden çok
Nice biat vardır, yetmiş üçü hak
Ali'nin oğlusun bunda güman yok
Yetiş imdadıma İmam Hüseyin
Lanet okumak ve beddua etmek İslâm dininde caiz görülmeyen bir hareket iken, Hz. Peygamber soyuna zulmeden insanlara kılıçla bir şey yapamayanlar öfkelerini lânet okuyarak gidermeye çalışmışlardır. Ziya Paşa bunlardan biridir.
Kemine bende-i Al-i Abayız kavm-i Süfyâna Demâdem lâ'net etmek farzdır hem farz-ı akdemdir.
Cemlerde okunan mersiyeler genellikle Aleviler'in yedi ulularından biri olan Hatayî'dendir. Aşağıda sadece bir örneği verilen mersiye aynı zamanda cemlerde en fazla okunandır:
Bu gün mâtem günü geldi
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Kerbela'nın önü yazı
Yüreğimden çıkmaz sızı
Yezidler mi
Klasik Alevi kaynakları olayı kısaca bu şekliyle anlatırken modern kaynaklar da bundan pek farklı değildir.
Günümüz kaynaklarında da acının yoğun bir şekilde yaşanışı, Hz. Hüseyin'in ölümü etrafında şekillenir. Hz. Hüseyin'in çektikleri öyle bir sıralanır, öyle bir resmedilir ki 1300 yıl önce ölen Hz. Hüseyin'in bugün bile bir mucize ile kurtulması hayal edilir. Bir ümit sarar insanı, Hz. Peygamber'den, Hz. Ali'den yardım için gelmeleri beklenir; acıların yoğunluğuyla olmayacak şeyler dilenir. En sonunda Hz. Hüseyin ölür, ümitler bir kez daha tükenir. Hz. Hüseyin'in kanı Kerbelâ'ya akarken şöyle yazılır: Bedeli ölüm bile olsa zalime boyun eğme. İdeallerini canlarından daha üstün sayan bu insanların vazgeçtikleri şey hayatlarıdır. O gün güneş battığında, gök de yer de kızıldır. Gökte güneş kızıllığı, yerde hak yolunda katledilen, çöl ortasında kefensiz bırakılan ve atların ayakları altında çiğnetilerek toprağa karışan 72 şehidin haksız yere dökülen kanları ile yanmış çadırların kokusu kalır.
Kitabın ilk sayfalarında yanlı bir taraf var gibiydi, bu beni baya rahatsız etti. Kitapları yarım bırakmayı sevmediğim için devam ettim ama ortalara doğru beni çekti. Bazı konulara yüzeysel değinilmiş. Bunu özellikle belirtmek isterim sonlara doğru kitap sanki edebi eser okuyormuşsun gibi bir his uyandırdı. Ve bazı yerlerde sürekli tekrara düşüyordu olaylar.
Özetlemek gerekirse beni tamamiyle memnun etmedi. Başka bir yazardan KERBELÂ olayını tekrar okumak isterim. Çünkü KERBELÂ olayından daha çok Halifelik olayları üzerine araştırma kitabı gibi geldi.
Yine de kitaptan bir çok alıntı paylaştım kitabı okumuş kadar olursunuz. İyi okumalar
KerbelaNuray Orak Ergölen · Panama Yayıncılık · 201359 okunma
Genel manada Kerbela olayı hakkında bilgi edinmek isteyenler için okunacak bir kitap. Olayı ve olayda geçenleri genel hatlarıyla tanımak için yazılmış. Detaylı bilgiler barındırmıyor. Okuyacak olanların kendi fikirlerini bir kenara bırakıp okuması gerekli olduğunu düşünüyorum.
Spoiler
Kitapta rahatsız olduğum bazı noktalar var o da kullanılan kaynakların çoğunun Hristiyan yazarlardan olması. Oysaki İslam içerisindeki bütün mezhep ve fırkaların alimlerinden kaynaklar gösterilmiş olsa daha doğru olurdu kanımca. Kitapta geçen Şii - Sünni farklılıklarını anlamak için onların alimlerinden rivayetlere daha çok yer verilmesi lazım. Bu konuda kitabı yetersiz buldum. Ikinci olarak Şii'lik hareketini vurgularken hep bir intikam hareketi öç alma hareketi olarak niteliyor bunun hem geçmişte hem de günümüzde Şia yoluna verdiği zararlar ortada. Evet acı çok büyük bu acıyı her mezhep paylaşıyor ayrılmaksızın ama daha affedici olmak Şia yolundakilere yakışır diye düşünüyorum. Üçüncü olarak kitapta Hz Aişe olayı çok kısa anlatılmış oysaki oradaki hadisler rivayetler çok fazla, ayrıca beni yaralayan hitaplardan birisiydi Hz Aişeye olan hitap. Gadir-i Hum olayı çok yüzeysel kaldı. Son olarak Ibni Sebe'nin Şiilik hareketinin vazgeçilmez bir kişisi olarak kaynak gösterilerek paylaşılması da beni derinden yaraladı.
Özetle genel manada benim beğendiğim bir kitap oldu. Sonuç ve son söz kısımları da güzeldi. Ama keşke farklılıkları vurgulamak yerine ortak noktalarda buluşturmus olsaydı okuyanları sayın yazarımız. Emeğine sağlık..
KerbelaNuray Orak Ergölen · Panama Yayıncılık · 201359 okunma
Kerbela hakkinda gerçekçi bilgileri öğrenmek isteyen herkesin okumasi gereken ilk kitap. Öyle ki birçok değerlendirmeye objektif bir şekilde yer verilmiş sade ve açıklayıcı bir anlatim ile tam bir akademik baş yapıt oluşmuş.
Kitabin 150. Sayfasindan sonra edebiyat alanina fazla detaya inmesi okuru biraz sıkabilir.
KerbelaNuray Orak Ergölen · Panama Yayıncılık · 201359 okunma