"Sefaletle geçer ömrün muhakkak
Pederden yoksa şayet mal-i mevrûs
Sefaletten halas olmak dilersen,
Treddüt yok ya mebus ol, ya deyyus."
(Ömer Ferit KAM)
"Babadan kalan bir miras yoksa ömür
sefalet içinde geçer. Sefaletten kurtulmak
istersen mutlaka ya mebus (milletvekili)
ol, ya da deyyus."
Kibarlığı ile bilinen Abdülhak Şinasi Bey,bir gün kendi kardeşine “siz”diye hitap edince Süleyman Nazif dayanamayarak:
-Doğrusu bu hitabınıza çok şaştım beyefendi...Sanırım siz,Fransa’daki “Sen”nehrine de “Siz” diyeceksiniz.
Bir ramazan günü III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben:
- 'Senin de borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve ondan sonra şu cevabı alır:
- Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş...
Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarladı sorusunu:
- 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?'
Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplamış:
- Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.
Fırsatî şöhre-i şehr etdi seni k ıt’alarum Bir adı sanı belürsüz uyuz-ı nekbet iken
Pezevengdür dedigümçün bana incinmişsin
Pezevenklik sana az çok sebeb-i devlet iken
(Ey) Fırsatî! Sen adı sanı bilinmeyen uyuz, düşkünün biriyken; şiirlerim seni şehirde şöhret sahibi yaptı. Pezevenklik sana mutluluk sebebiyken (yine de)
pezevenk dediğim için incinmişsin.
Kitap üzerinde ciddi bir araştırma yapılmış,kapağından da anlaşılacağı üzere edebiyatımızdaki önemli şahsiyetlerin nükteleri,sövgülü şiirleri mevcut.Şahsiyetlerin keskin zekaları,sivri dilleri bazen sizi güldürüyor bazen düşündürüyor.Tüm bunların yanı sıra aynı nüktelerin tekrarlanması da okuru okurken yoran bir durum (edebiyat öğretmeni olduğumdan sanırım biraz eleştirel gözle bakıyorum yapıtlara )yazım yanlışları da mevcut ya da bazı hatalı yazımlar bunlar edebiyatseverleri biraz üzebilir.(ör.Orhan Şaik Gökyay yerine Orhan Faik Gökyay yazılı,Nef’i nin Siham-ı Kaza’sı sanırım Baki’ye mâl edilmişti.Bunlar dışında keyifli ve akıcı bi eser.)
Böyle bir malzeme ile bir kitabı bu hale getirmek maharet ister. Yazık olmuş. Arkasında başaltı olacak bir eser, iddialıyız vs yazıyor. Nükte ve Hiciv'den çok Sövgü'ler seçilmiş. Sırf bu yüzden yazık olmuş. Konu konu ayırıp araya serpiştirilebilirdi. Bu şekilde insanın gözü kanıyor. Bayan okuyucunun hoşgörüsüne sığınmak ile olmaz.
(Bu cümlede arkasında yazıyor.)
Tahir efendi ile ilgili dizeleri herkes bilir. Lise kitaplarında var. Ve unutulmamıştır. Acaba neden? Bol malzeme ile mahvedilmiş bir salata gibi. Çünkü tüm salata malzemelerini tek salatada kullanmak maharet değil. Yine de okunabilir.