Öncelikle kitabın son zamanlarda gündeme sıkça gelen sosyal bir soruna değinmesi nedeniyle gayet ilgi çekici olduğunu belirterek başlamak istiyorum.
Kitabın asıl amacı modernleşen toplumun insan yaşayışını, aile ve sosyal hayattaki değişiklerin yanı sıra sokak hayvanları ve doğada yaşayan hayvanları da etkilediği görülmektedir. Bu kapsamda kitap Erken Cumhuriyet Döneminde modernleşme adı altında yapılan Katliam ve Himayeyi gözler önüne seriyor. Okuduğunuz zaman Osmanlı döneminde ve Cumhuriyete geçiş sürecinde yaşanan değişimleri görmekle beraber batılı ülkelerin de hayvanlar üzerinde ne gibi zalimce davranışlar sergilediğine şahit olacaksınız.
Zaman zaman etkilendiğiniz noktalar olacaktır. Beni bütün yaşananlar etkilemiş olsa da kaplumbağaların dahi katledilmesi çok derinden etkiledi.
Sadece ilgilenenlere değil sosyal bir sorun teşkil etmesi nedeniyle herkese okumasını tavsiye ederim.
Saygılar...
Henüz taze bir kitap olması sebebiyle sitede ilk okuyan olarak inceleme de yazmak istedim. Kitapta dilencilik bir sosyal olgu olarak ele alınırken dilencilik sorununa değil dilencilere yönelik pek çoğu gayri insani yaklaşımlar tenkit ediliyor.
Osmanlı kültüründe İslamın etkisi ile sadaka kültürü ve muhtaç durumda olanlara gösterilen merhametin ve yine bu husustaki itidalin , seküler yaşama yönelirken Batıcılık furyasıyla yerini öfkeye, ötekileştirmeye, nefrete bırakması açık bir şekilde göz önüne seriliyor.
Güzel bir çalışma olmuş. Beğendim, tavsiye ediyorum...
Osmanlı'dan Cumhuriyete geçerken en çok zarar görenlerin başında dilencilerin geldiği, belgeleriyle desteklenmiş ve güzel bir araştırma eseri olmuş. Seçkinci bir zihniyetin, dilencileri bazen insan olarak bile görmediklerini anlıyoruz. Sorun elbette kraldan çok kralcı olarak davranan insanlarda, cumhuriyet ve demokrasi gibi sistemler ne kadar mükemmel olursa olsun, onları anlayamayan kesim yüzünden olumsuz durumlar da yaşanmış.