Pozitivistlerin bilgi ve toplum ilişkilerine ait genel yaklaşımlarını, genel geçer bilimsel veya nesnel bilgiyi inançtan ayırt etmeyi amaçlamaları oldukça açık bir şekilde ortaya koyar. Bilgiyi toplumsal bir çerçevede tanımlamaya çalışmaları kendi toplumsal yapılarına ilişkin örgütlenme biçimleri ile paralellik taşır (Say 2010; 13).