Öne Çıkan Orhan Kural kitaplarını, öne çıkan Orhan Kural sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Orhan Kural yazarlarını, öne çıkan Orhan Kural yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi'nden Değerli Hocamız Sayın Profesör Doktor Orhan KURAL Hocamın kendi emekleri ile derlediği bir Çevre Şiirleri Kitabı.. Kendisini 2007 yılında Üniversiteye Ziyarete gitmiştim.. Kitabı 2. Basımdan Gelmişti..imzalayıp hediye etti.. Rahmetli Çok Değerli bir Bilim Adamı idi. Sigara ve Çevre Kirliliği ile ilgili konularda kamuoyunda baya gündem olmuştu.. Kendisini Rahmetle anıyorum.. Kitapları bir yana, Harika Öğrenciler bıraktı bizim topluma.. Hayatta olsaydı da o ellerini bir kez daha öpebilseydim...
Kitap birçok ünlü Şairimizin Çevre, Doğa, Orman ne varsa tabiatta bize iyi gelen herşeyin sevgisi, özlemi ve şiirleriyle dolu...
Arnavutluk'ta zorunlu ihtiyaçların dışında yapılan her harcama "lüks" sayılıyor. Arnavutluk halkı için gerektiğinden fazlasını harcamak hep kapitalizmin oyunu gibi görülmüş ve kapitalizm ülkede hırsızlıkla eş değer tutulmuş.
Arnavutluk dağlık bir bölge olduğundan düz yer bulmak çok güç. Hatta, Adriyatik Denizi kıyılarında uzanan dar şerit düzlük olmasa, havaalanı bile olmayacakmış ülkenin.
Bir zamanlar Arnavutluk'ta televizyon sunucusu akşam programını her zaman "İyi geceler Enver Hoca!" diye bitirirmiş. Çünkü, bir tek onun evinde televizyon varmış!
Sayfa 18 - Beril Yayınları - Enver Hoca, Arnavutluk'un devlet başkanı
Bir İngiliz, ABD gezisi sırasında bir taksiye biner, büyük yapılardan birinin önünden geçerken şoföre binanın ne zaman yapıldığını sorar. Şoför 1950'lerde, 6 ayda yapıldığını söyler. Bunun üzerine İngiliz, dudak büker, "İngiltere'de böyle bir yapı en fazla iki ayda yapılır." Şoför sesini çıkarmaz. Bir köprüden geçerlerken İngiliz yine aynı soruyu sorar. Şoför köprünün 1960'larda bir yılda yapıldığını söyleyince, İngiliz yine aynı tavırla İngiltere'de böyle bir köprünün en fazla 3 ayda yapılabileceğini söyler... İngiliz gideceği yere kadar birkaç kez daha tekrarlar tutumunu. Şoförün sabrı taşımıştır, ama yine de ses çıkarmaz. Tam o sırada Özgürlük Anıtı'nın önünden geçiyorlardır. İngiliz, Özgürlük Anıtı'nı gösterip onun da ne zaman, ne kadar sürede yapıldığını sorunca şoför dayanamaz. Hayretle bakar anıta ve şaşkınlıkla bağırır: "A! Dün akşam yoktu ki bu anıt!..."