Osman Cengiz

7.0/10
3 Kişi
9
Okunma
1
Beğeni
340
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

1 okur beğendi.
9 okur okudu.
2 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dinî ve siyasi Selefilik, gerçekten de sömürgeciliğin keşif kolu(187) veya sömürgecilık manivelası olarak iş görmüştür. Selefigin kurucusu ve imamı kabul ettiğim Muhammed b. Abdülvehhab, Mevlüt Uyanık’ın da belirttiği gibi ortaya koyduğu tavır sebebiyle Ahmed b. Hanbel ve Ibn Teymiyye’den ayrılmakta, ifrat ve taassup arasında gidip gelmekte ve daha çok Hâricilere yaklaşmaktadır.(188) Vehhâbîler, İbn Teymiyye’nin siyasi yönetime itaat ve isyan etmeme konusundaki klasik sünni görüşünü asla dikkate almamışlardır.(189) Ayrıca günümüzde “modern” veya “cihadi selefıler” diye tanımlanan gruplar, bilinen yaygın anlamıyla herhangi bir fıkhın/mezhebin takipçisi olmayıp kabul ettikleri fıkıh, sadece Hz. Peygamber’in hadisleridir.(190) Bütün bu söylenenler toplandığında dinî ve siyasî manada Selefilik adına ilk üç asırda veya XIX. asır öncesinde bir kök bulmanın mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. İbn Teymiyye ile ne Vehhâbîler ne de modern ıslahçılar arasında tamamen uyumlu bir zihniyet ilişkisi kurmak mümkün gözükmektedir. Aslında benzerlik veya ilişkinin sadece “arındırma söylemi” olduğu söylenebilir.
İlmî ve Fikrî Zihniyet Ayrımı Bir mektep/ekol, varlık, bilgi ve değer anlayışları bakımından kurumsal bir kimliğe sahipken bir zihniyet, mektep gibi kurumsal sayılmaz. Zihniyet, zekânın, ortak bilinçte bulduğu problem çözme metodu olduğundan, bir mektebe mensub olmak başka, bir zihniyeti benimsemek başkadır. Mesela Çivizâde, Ebussu’üd ve
Reklam
Osmanlılar’ın miras aldığı ve üzerine bir imparatorluk kurdukları siyasî ve toplumsal birikimin mekân ve zihniyet olarak iki vadiden beslendiğini söylemek mümkündür. Mekânsal havzalar Maveraünehir-Horasan-İran ve Hicaz-Mısır-Şam hatlarıdır. Zihniyet olarak ise İslâm medeniyeti ve Türk-Moğol gelene ği Osmanlılar’ ın büyük bir cihan devleti olmasının yolu açmış gözükmektedir. Roma İmparatorluğu’nu hukukî ve içtimaî bazı müesseselerini kendi bünyesinde eriten ve kendine uyarlayan Osmanlılar, bunu yaparken dîn veya töre bakımından hiçbir zorluk çekmemiş, kültürel zenginliği, siyasî ve iktisadi yeni kurumlarla da zenginleşerek bir bütün halinde uygulamaya koymuştur.
Şüphesiz sufîlik İslâm ’a özgü bir yorum mektebidir. Bununla birlikte bazı yönleriyle diğer evrensel görüşlere ve düşünce mektepleriyle de benzerliklere sahiptir: (. ..) Bu benzeşmeler evrensel tavırlardır, kimilerinin kabaca zannettiği gibi birbirlerinden intihal oldukları anlamına gelmez. Bu tıpkı Doğulu bir insan ile Batılı bir insanın güneşe bakmak gayesiyle başlarını yukarıya kaldırmak için aynı hareketi yapmaları tarzında bir şeydir.(Mahmut Erol Kılıç,Sufi ve Şiir,12) Hülya Küçük ise yan yana yaşayan, birbirleriyle ilişkisi olan bütün kültürlerin birbirlerinden etkilendiğini fakat Müslümanların, aldıkları her unsuru kendi kültürleri içinde eritmeyi bildiklerini ifade eder.(H.Küçük, Tasavvuf Tarihine Giriş,37) Benim de katıldığım bu görüş çerçevesinde konuşmak lazımsa, gerçekten tasavvufun elimizdeki değer ve duruşu ile etkileşimde bulundukları bölgelerdeki değer ve duruşu arasında büyük bir fark vardır. Bu o kadar tabiidir ki İslâm coğrafyasındaki tasavvuf yorumları arasında bile, riyazet ve zikir biçimleri, varlık yorumu ve bilgi kaynakları gibi başlıklar itibariyle pek çok ayrı görüş ortaya çıkmıştır. Terimlerin ayet ve hadislerden çıkarılıp yorumlanması bir yana, bu yorumun hayata geçirilme biçimi, zühd tasavvufunda olduğu kadar özellikle irfani tasavvufta mistik yaşantının Hindistan coğrafyasındaki şeklini dışlar niteliktedir.
Öteden beri Birgivi’nin ve bu arada Çivizâde’nin selefi zihniyete sahip olduğu ve İbn Teymiyye’den etkilendiklerine dair dile getirilen görüşün, gerçeği yansıtmadığı bu kitabın ulaştığı bir diğer neticedir. Birgivî ile İbn Teymiyye arasında organik bir metin bağı bulunmadığı gibi, fikrî bir öykünme de tespit edilememiştir. Hatta İbn Teymiyye’nin selefi bir zihniyete sahip olmadığı kanaati, her halde çalışmanın her ne kadar XIV. asra dair bir değerlendirme olsa da en dikkat çekici parçalardan biri olmalıdır. Konuyla ilgili çalışmalarda selefi zihniyeti gündeme taşıyan unsur ise bid’at söylemi olarak gözükmektedir. Hâlbuki bid’at söyleminin daha II. Hicri asırdan itibaren, “Ehli-Sünnet” veya “Ehl-i Hakk” mensubiyeti olanlar tarafından yine Ehl-i Sünnet dairesindeki âlimlere karşı zaman zaman yakın çevre etki sahalarıyla alakalı “politik” bir silah olarak kullanıldığı gözden kaçırılmamalıdır.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
70 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
OKUDUM BİTTİ Kitap Adı: Şubat Kitabın Yazarı: Osman CENGİZ Kitabın Yayınevi: Son Çağ yayınları Sayfa Sayısı: 61 Kitabın Yorumu: Çok güzel bir şiir kitabı okudum. İçten ve samimi dizelerde kayboldum. Duygular, bir şeyi hissetmek güzel. Acı da olsa, mutluluk da olsa bunları hissedebilecek bir yaşam ve kalp bulunması insanda ne güzel. Her insan farklı bir şekilde ifade eder, anlatır kendini. Belki şiirler duygusal insanların kendilerini yansıtış, anlatış biçimidir. Şairin kalemine, yüreğine sağlık. İçinizde her zaman bahar açması dileğimle keyifli okumalar dilerim. Kitap: Yine içindeki şiirler gibi duygusal dizelerden oluşan bölümlerden oluşmakta. (Alıntı) : Ne yazacak kalemim, ne de kalemimi kımıldatacak parmaklarım kaldı yokluğunda, yoruldum, çok yoruldum... Ayrılmaz denilen tırnaklarım, ayrıldı sanki parmaklarımdan , göğüs kafesi bıraktı sanki kalbimi kucağından ve hiçbir şey kalmadı ki bana artan. Kalan tek şey, her yağmur yağdığında toprağın kokusu, bir de kulaklarımda çınlayan bir şarkı... ' Her gece uyku diye yattığım sensin'...! #kitap #okumak #yazmak #mavi #şubat #osmancengiz #sonçağyayınları #elzemkonular
Şubat
ŞubatOsman Cengiz · Sonçağ Kültür · 20213 okunma
82 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
OKUDUM BİTTİ Kitap Adı: Sen Aldırma Kitabın Yazarı: Osman CENGİZ Kitabın Yayınevi: Son Çağ yayınları Sayfa Sayısı: 74 Kitabın Yorumu: Çok güzel bir şiir kitabı. İçten ve samimi dizelerde buldum kendimi. Aşk güzel bir şey güzel yaşanırsa diye düşündüm. Evet ayrılık da var, kötülüklerde var, kayıplar da var hayatta. Nasıl anlatıldığına da bağlı biraz da sanırım; bunları insanın içinde yaşayıp büyütmesi. Şairin kalemine, yüreğine sağlık. İçinizde her zaman bahar açması dileğimle keyifli okumalar dilerim. Kitap: Yine içindeki şiirler gibi duygusal dizelerden oluşan bölümlerden oluşmakta. (Alıntı) : Saksısında kalmış, Değişen mevsimleri yokluğunca yaşamış, Benim gibi; Yüzün de, ellerinde ve gözlerinde, Kısaca, bedeninde değişen çiçeğe karşı Seni okudum SEVGİLİ... #kitap #okumak #yazmak #mavi #senaldırma #osmancengiz #sonçağyayınları?
Sen Aldırma
Sen AldırmaOsman Cengiz · Sonçağ Kültür · 20192 okunma