Arka planda 1860-1945 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun son çalkantılı yıllarından başlayıp 2. dünya savaşının sonuna kadar Türkiye'yi işlerken ön planda 3 başarılı kadının kimi zaman hüzünlendiren kimi zaman ise mutlu hissettiren mücadeleleri.. Romanın detaylı ve gerçekçi betimlemeleri sayesinde dönemin atmosferini hissetmemek mümkün değil. Ayrıca kadın karakterlerin güçlü ve kararlı duruşları son derece etkileyici ve ilham verici. Kadın ve erkeğin eşitliğini savunan, kadının çalışma ve toplumsal yaşama tam katılımını isteyen , eğitimsizliğe karşı mücadele eden bu üç kadının hikayesi kesinlikle okumaya değer.
Mutsuzluk bulaşıcı hastalık gibidir. Çok çabuk yanındakilere bulaşır ve onları da mutsuz eder. O yüzden insanlar mutsuz insanlardan sanki bulaşıcı bir hastalığı olan birinden kaçar gibi kaçarlar.
Merhaba bugün sizleri Osmanlı döneminde yaşayan güçlü kadınlar ile tanıştırmaya geldim
Sene 1876 Sadullah Bey ve eşi Adviye Hanım gelecek olan misafirleri için hazırlık yapıyorlar. İki kızları var Nebiye ve Nerime
Nerime akıllı, kitap okumayı seven yalnız kardeşi doğunca onu biraz kıskanmış. Nebiye çok güzel ud çalan, el becerisi olan bir
Yıl 1876 Sadullah bey ve eşi Adviye hanım kızları Nerime ve Nebiye, çalışanları Rezzan Kalfa ile istanbul /Emirgandaki konaklarında huzur içinde yaşarlar. Büyük kardeş Nebiye sadelik seven kitap okuyan maskülen tarzda bir genç kızdır. Küçük kardeş Nebiye ise tam tersi günümüz tabiri ile kokoş bir cimcimedir. Adeta evin maskotudur. İlginin onun enerjisi yüzünden, üzerinde olmasından dolayı daha çok sevdiklerini düşünen Nedime kendinden 14 yaş büyük ud hocasına aşık olup evden kaçar.
Kötü bir evlilik yaşadığı için daha fazla dayanamaz ve elinden tuttuğu 8 yaşındaki oğlu ile geri döndüğünde ise kapıyı bir yabancı açar ve ailesinin yazlık eve taşındıklarını öğrenir,babası bütün mal varlığını kaybetmiş kendinin hasretiyle gözlerini hayata kapamıştır.
Anne ve kız kardeşi kol kanat gererler.
Böyle hüzünlü başlayan kitap zamanla Osmanlı'nın bitiş zamanına da dem vurarak Abdülhamit zamanı ve Osmanlı Rus savaşı zamanlarını da anlatırken konu yıllar geçip Atatürk ün samsuna çıkışına gelince tüylerim diken diken oldu. Ardından Halide Edip in konuşması ve Anadolu'daki hazırlıklarla devam ederken yazarın milliyetçiliği hem Osmanlı zamanındaki hayatı hemde sonra olanları anlatımıyla kalbimi öyle bir yerden yakaladı ki anlatamam.
Kitapta en çok Selahattin beye ve küçük feriduna çok üzüldüğümü söylemeden geçemeyeceğim bunlar kim derseniz okuyup öğrenin derim.
Hem zamana yolculuk,hem aile bağlarına atıf,hemde umudunu kaybetme bittiği yerden tekrar başla diyen bir eserdi.
"Ey iğnem dik !
Askere giyecek yetişir, sınırdaki askere hizmet aziz bir iştir.
Ey iğnem dik !
Elinde teyellenen bu gömlek bir kahraman gencin vucudunu
TÜRK'ün vucudunu örtecek..."
Oya Akçizmeci Osmanlı’nın son dönemlerini kadın gözüyle izlediğimiz tarihi roman tadında bir kitap. Üç kadın karakteri çok sevdim zamanın şartlarına göre ayakta kalmaya çalışan entelektüel kesimde yerini bulmuş güçlü kadın figürleri .. kadınları anlatmaya doyamam feminen bakıyor olmamdan değil de acıya bu kadar göğüs geren pes etmeyen kadınların hayatını okuyunca özeniyorum Fatma Aliye, Halide Edip Adıvar değinmeniz, Ahmet Cevdet .. özetle tarihte güzel bir gezintiye çıktık yazarımızın kalemine sağlık iyki bu kitapla tanıştım iyi ki okudum
1876 Yılından 1945 yılına uzanan Osmanlı-Cumhuriyet geçiş döneminde bir Ailenin yaşamına tanık oluyoruz. Osmanlı zamanında Kadınların Dergi ve Gazete alanında zorda olsa tutunmaya çalışmasını, o dönemde hem Kadın özgürlüğü açısından hem Maddi açıdan Hemde ülkenin çalkantılı dönemlerinde nasıl ayakta kalabilmek için savaştıklarına şahit oluyoruz. Modern Kadın, giyim kuşam, dekor, yaşam, Aile ilişkileri gibi konularda yön vermeye bu sancılı sürecin geçişini kolaylaştırmak için birçok konu başlıkları ile dergilerde yazı yazan Kadınlar, çevre baskısı, Aile baskısı, eş baskısına rağmen birbirlerine kenetlenmiş kadınların yaşadıklarına şahit olurken bir taraftan Osmanlı devletinde oluşan olaylarada tanıklık ediyoruz bu ayrınlılar, tarihi bilgiler güzel detaylardı benim için.
Kitabı okurken Resmen o dönemlere ışınlanıyorum ve o atmosferin içinde buluyorum kendimi. Yazar kıyafetleri, insanların davranışları, evler,eşyaları, mekanları o kadar güzel yansıtmış ki o dönemi görür gibi hissediyorsunuz kendinizi. Çok fazla karakter tanıyoruz kitapta bu yüzden biraz zorlandım ama genel anlamda güzel bir okuma oldu benim için. Yazarın kalemi daim olsun yeni kitapları ile buluşmak ümidiyle
Bu kitap ile tanışmama vesile olan
Ezgi Özcan e ayrıca teşekkürlerimi iletmek istiyorum