Bir ülke düşününüz: Toplumda her şey sakıncasızca konuşuluyor; iç politika, dış politika, barış, çevrecilik, üretim ve tüketim ilişkileri, eğitim, kültür-sanat konuları... Her şey, her şey. Bir tek şey dışında: Cinsellik!
Çok ve boş konuşan bir milletizdir. Telefon konuşmalarımız, aynı anlama gelen yarım düzine soruyla başlar, karşılaştığımız birine nasılsın demekle yetinmeyip, ne haber, ne var, ne yok gibi aynı cevabı alacağımız bir yığın soru sıralarız.
İlk âdet kanamasında annesinden tokat yiyen, cinsel ilişkiyi erkekle kadının göbeklerini birbirine sürtmesi olarak algılayan, karısının ördüğü dantel prezervatifi kullananların bulunduğu bir toplumda sorunların diz boyu olması herhalde yadırganamaz.