Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özge Özal

Özge ÖzalAvrupa'da ve Osmanlı'da Cadılık yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
4
Okunma
0
Beğeni
121
Görüntülenme

Özge Özal Sözleri ve Alıntıları

Özge Özal sözleri ve alıntılarını, Özge Özal kitap alıntılarını, Özge Özal en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeytan için kullanılan bir başka kelime olan "daimon", Antik Yunan'da insanların içine giren ve onlara bir takım şeyler yaptıran güçler anlamına gelir. Bu tanımlama Hristiyanlığın ilk dönemlerinde kabul edilmiş, 2 ve 3. yüzyıllarda Helenleştirilerek Platon'un demonları kötü niyetli düşmüş melekler olarak nitelendirilmiş ve bu niteleme de yeni kabullere yol açmıştır: Putperestlerin tanrıları = kötü demonlar = şeytan. Böylece paganlarıları şeytanla ilişkilendirilir. Halbuki paganizm, kökeni kadim doğa dinlerine uzanan, doğayla bağ kurmayı, doğayı okumayı ve doğanın içinde kendini anlamlandırmayı, hem görülebilen hem de görülmeyen ve var olan ilahiliğe saygı duymayı içeren bir inanç biçimidir.
Unutulmamalıdır ki Hristiyanlık sadece dini bir kurum değil, aynı zamanda politik ve ekonomik bir iktidar mekanizmasıdır ve kilisede bu mekanizmanın kurumsal karşılığıdır. Merkezileşmek ve kurumsallaşmak adına da kilise korkuyu ve terörü yayarak dört asır boyunca cadı kimliği altında insanları öldürür.
Reklam
Okurken Ruhumda Çiçekler Açtıran Satırlar
Paganizmden Hristiyanlığa geçiş ile, görülen ile görülmeyenin ilişkisi tam tersine çevrilir. Tek tanrılı dinlerde görülmeyenin arkasında görülen yer alırken, yani tanrı görünmez soyut bir kavrama bürünür (göklerdeki babamız) ve "yarattığı" şeyler görünür hale bürünürken (doğa gibi); arkaik dönemlerde ise, görünenin arkasında görülmeyen şeyler vardır. Bir Poseidon veya Hekate tapınağı orada bir yapı olarak somut bir şekilde tanrıyı, o ilahi gücü temsil eder ama aslında orada ibadet edilen, o gücün hissedildiği yer, o somut temsilin arkasındaki görünmeyen güçtür. O heykelin temsil ettiği simgesel anlamdır. Joseph Campbell, şaman ve rahip arasındaki çatışmayı tam da bu durumu açıklayacak nitelikte bir öyküyle açıklar: "Bir rahip, şamanı ayaklarını uzattığı tanrı heykelinden çekmesi konusunda uyarıyordu. Oysaki şamana göre, yerkürede tanrı olmayan bir yer yoktu ve nereye basarsak basalım ayaklarımız tanrıya değmekteydi."