Hakkında
Okurlar
1 okur okudu.
Sözler ve Alıntılar
Ve Pencere
Her sabah olduğu gibi işimin başına oturmadan yine penceremi açıp manzaramı süsleyen o tepeyi bir süre seyrettim. Tepede insanlar vardı. Yanlış saymadıysam 4 kişiydiler. Ne piknik yapmak, ne şehri seyretmek ne de uçurtma uçurmak için oradaydılar. Ellerindeki cihazlarla ölçüm yapıyor gibiydiler. Heyecanlandım. Yoksa tümülüste yapılacak bir kazının hazırlıklarına mı şahit oluyordum? Yoksa son Ankaralılar, bu toprak katmanını kazıp, zamanın izlerini silerek ilk Ankaralılara ulaşmak için kollarını mı sıvamıştı?
Hava serindi. Buna rağmen penceremi hiç kapatmadım.Bütün gün açık kaldı. Mutluydum.
Sayfa 131 - Sapiens yayınevi 1 basım Nisan 2022
"pes etmek nedir bilmeyen bir karakter"
Vecihi Bey, 1917 yılında 1. Dünya Savaşı sırasında, Kelkit üzerinde bir Rus uçağını düşürerek tarihimizin ilk hava zaferini kazanmıştı. Yine aynı savaştaki bir muharebede uçağı düşmüştü.Esir olarak, Hazar Denizi'nin ortasındaki yılanlı ada ismiyle de anılan Nargin'e gönderilmişti. Önce yüzerek ardından tekne ile kaçmayı denese de başarılı olamamıştı. Bir kez de düşman uçaklarından birini kullanarak firar etmek istemiş ancak bu teşebbüsü önceden fark edilip engellenmişti. Sonunda arkadaşı Teğmen Salih Bey ile birlikte Hazar Denizi'ni yüzerek önce İran'a ardından iki buçuk ay boyunca yol yürüyerek Süleymaniye'ye varmış ve vatan topraklarına kavuşmuştu.
Sayfa 37 - Sapiens yayınevi 1 basım Nisan 2022
Tasarıya Hasret ucube binalarda yaşıyoruz artık
Bahçelievler, Türkiye'nin ilk bahçe şehir uygulaması kapsamında Hermann Jansen tarafından 1934 yılında tasarlanmıştı.
Sayfa 123 - Sapiens yayınevi 1 basım Nisan 2022
"Ulan Ankara ben senin oğlun değil miyim! Kasketimin altında tepeden tırnağa bozkır"
Sayfa 87 - Sapiens yayınevi 1 basım Nisan 2022
Resimlerin haricinde, "Yandığımın resmidir...!" diye not düştüğü bir çizim bırakır.
1993 yılında Ankara Sanat Rehberi için kaleme aldığı bir yazıda, öldüğünde başını göğsüne yaslayıp ağlayabildiği tek şehre, hüznünün cilasına Ankara'ya gömülmek istediğini belirtmişti. Tahminleri istekleri ne yazık ki gerçekleşir. 2 Temmuz 1993 günü kaldıkları Madımak Oteli ateşe verilir. Çok sayıda yazar ve sanatçı bu yangında hayatını kaybeder. Metin Altıok da öldü sanılarak morga alınır. O sırada, bir gün önce imza gününe katılan bir doktor onu tanır. Nabız alamamasına rağmen Metin Altıok'un yaşadığını anlar ve dahiliye servisine ulaştırır. Sivas'tan helikopterle bilinci kapalı bir şekilde getirildiği GATA Ağır Yanık Ünitesi'nde yaşama tutunamaz ve 9 Temmuz 1993 günü vefat eder.
Sayfa 50 - Sapiens yayınevi 1 basım Nisan 2022
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
Henüz kayıt yok