Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özlem Yarkın

Özlem YarkınAletten Alet Yapıyoruz yazarı
Yazar
8.4/10
55 Kişi
211
Okunma
2
Beğeni
1.450
Görüntülenme

Özlem Yarkın Sözleri ve Alıntıları

Özlem Yarkın sözleri ve alıntılarını, Özlem Yarkın kitap alıntılarını, Özlem Yarkın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hypatia
Hypatia ile Babası Theon arasındaki kulak verdiklerinde, Hypatia, "Bu okulda her inançtan öğrencim vardı ve hepimiz evreni anlamaya çalışmak gibi ortak bir hedefe yürüyorduk. Vali de dahil birçoğu kütüphaneye yapılan saldırı sonrası Hristiyan oldular ama benim Hristiyanlığı kabul etmemiş olmamın sorun yaratmasını kabul edemiyorum baba." dedi. Hristiyan inancını yaymak isteyenler pagan inancına sahip olanların kütüphaneye girmesini yasakladı. Hepimizin Hristiyan olmasını istiyorlar. (Pagan ne demek? Çoktanrılı dinlere inananlara ve Tanrıyla doğayı eş tutanlara deniyor.) Hypatia: Ben ne paganım ne de Hristiyan. Çünkü paganlık da Hristiyanlık da evrenle ilgili evrenle ilgili doğru ve kesin bir bilgi vermiyor. Bense tek bir şey istiyorum: Evrenin işleyişini çözmek. Canım kızım bunu onlara anlatabilecek misin? Son nefesime kadar. Şimdi derse gidiyorum. .
Sayfa 38 - Öteki Yayınevi
"...İnsanlar geçimlerini tarım yaparak sağlıyorlarnış ve tüm topraklarda en çok hakkı olanlar derebeyleriymiş. Köylülerin çok az hakkı varmış. Serf denilen kölelerin ise hiç hakkı yokmuş. Yani insanlar arasında eşitsizlik bu dönemde de varmış." "Her şey insanların toprağa yerleşmesinden sonra olmuş."
Sayfa 45 - Öteki Yayınevi
Reklam
Bir gecelik olmak nedir, öğret duymasın kimse…
Kadınlar yüzyıllardır onları kızdıran ne varsa dile getirmeye çalışmışlar ve haklarını savunmuşlar. Antik Yunan'daki kadınlar evden dışarı bile çıkamıyorlardı. Bugün ise dışarı çıkıp haklarını savunabiliyorlar. Bu noktaya gelebilmek için kadınlar çok mücadele ettiler.
Sayfa 14 - Öteki Yayınevi
jeanne d'arc
Jeanne D'arc, İngiltere ve Fransa arasında yaşanan Yüzyıl Savaşlarında erkek kılığında İngilizlere karşı savaşan ve İngiltere'ye esir düştükten sonra yakılan Fransız kadın kahraman. Onu da mı yakmışlar? Jeanne D'arc'ın çok kısa bir ömrü olmuş. 16 yaşında Fransız ordusunda savaşmaya başlamış. 19 yaşında ise cadılıkla suçlanarak 1430 yılında yakılmış. Ancak ölümünden 40 yıl sonra, Kilise onu Azize, Fransız hükümeti de Kahraman olarak kabul etmiş.
Sayfa 18 - Öteki Yayınevi
Cesur kadınlar yok muydu? Olmaz olur mu? Tüm bu olumsuz koşullarda bile düşüncelerinden ve çalışmalarından ödün vermeyen kadınlar vardı. Bu kadınlar rahibe ama aynı zamanda Felsefeyle ilgilenen kadınlardı. Bu dönemde erkek filozoflar.da rahipti zaten. Kadın filozoflar da rahibelermiş demek ki. Evet, örneğin; Hildegard adlı rahibe, 1150'de kendi kadın manastırını kurmuş ve 1158'de bağımsızlığını ilan ederek Kilisede ciddi sarsıntı yaratmıştı. Yine Caterina adlı rahibe ve Filozof, özgür iradeye çok önem verdiğini belirtmiş, lüks içinde yaşayan papaları eleştirmişti. Bu manastırda sadece kadınlar mı var? Evet, bu manastırda yaşayan rahibeler de manastır yemini etmeyi reddedip kendilerini Tanrıya adamış. O yüzden buradaki rahibeler kilisenin otoritesini sarstıkları için ölümle tehdit ediliyorlar. Geçen seferki Orta Çağ yolculuğumuzda rahipler para karşılığında cennetten arsa satıyorlardı. Onların yaptığı suç değil mi? Onun suç olduğu çok sonra kabul edildi. Orta Çağda rahibeler dahil kadınlar şeytan gibi görülüyordu. Cadı olarak görüldükleri yetmiyormuş gibi. Kadınlar yönetilmesi gereken varlıklar olarak kabul edilmişti.. manastırda yaşayan rahibelerin uyması gereken kurallar bile erkek bir piskopos tarafından belirleniyordu. Nasıl kurallar? Çok katı kurallar. Kurallar o kadar katıydı ki rahibelerin manastır dışına çıkmalarından, dinle ilgisi olmayan şarkı söylemelerine kadar, birçok şey yasaktı.
Sayfa 58 - Öteki Yayınevi
Reklam
Diotima
Her ne olursa olsun, insanlar iyiden başkasını sevmezler. Demek ki kısaca sevgi, iyinin her zaman için bizim olmasını istemektir.
Sayfa 45 - Öteki Yayınevi
Diotima
"Bilgeliğe ulaşmış kişi artık bilgiyle uğraşmaz. Bilgisizler de öyle. Cahil kişi güzellikten, iyilikten, akıldan yoksunken, hepsini kendisinde var zanneder." dedi Diotima.
Sayfa 41 - Öteki Yayınevi
Anasoylulukta, ölen erkeğin mülkiyeti kendi çocuklarına geçmiyordu; erkek ve kız kardeşlerine ya da kız kardeşlerinin çocuklarına veya annesinin kız kardeşinin yani teyzesinin çocuklarına geçiyordu. Çocuklar babalarının soyuna değil, annelerinin soyuna aittiler. Miras anne tarafından kendi yakın akrabalarına geçiyordu.
Sayfa 43 - Öteki Yayınevi
Fabrikalardaki işçiler günde neredeyse 18 saat çalışıyorlardı ama yine de çok fakirlerdi. Fabrikaların sahibi olan patronlar ise çok zengindi.
Sayfa 61 - Öteki Yayınevi
Reklam
Yasalar da çoğu zaman erkeklerden yana. Yasaların erkek egemen kurallardan oluşması, kadını tamamen şiddet odağı haline getiriyor. Birçok ülkede kocası tarafından cinsel veya fiziksel saldırı ve tacize uğramış ve polise şikayette bulunan kadın, evine, kocasının yanına gönderiliyor. Çünkü evli bir erkeğim, karısının bedeni üzerinde her türlü hakka sahip olduğu düşünülüyor. Hatta tecavüz ettiği kadınla evlenmeyi kabul eden bir erkeğin cezası tamamen kalkabiliyor.
Sayfa 55 - Öteki Yayınevi
'Ama eczacılık kadın işi.' 'Emin misin hiç kız astronot görmedim.' Kadın ya da erkek olmanın yaptığımız işle hiçbir ilgisi olamaz.
Sayfa 39 - Öteki Yayınevi
Christine de Pizan
Pizan, kitapta taç giymiş 3 kadını konuşturur. Bu kadınlar akıl, adalet ve dürüstlüğü temsil eder. Pizan, kitabındaki bu üç kadın sayesinde ideal bir devlet kurma yoluna gitmiştir. Bu 3 kadın birbirine bağlıdır. Pizan'a Kadınlar Kentini kurumasında yardım etmek isterler. Aslında bu 3 kadın aynı zamanda 3 erdemdir de ve 3 kadının elinde kendine has bir gereci vardır: Akıl, herkesin kendi özünü görebileceği bir aynaya, Dürüstlük, haklıyı haksızdan ayıran, iyi ve kötü arasındaki farkı be lirleyen bir çeküle, Adalet, ise som altından bir terazi kefesine sahiptir. Akıl, kentin temelllerini atmakla görevlidir, çünkü temel olmadan hiçbir şey süreklilik kazanmaz. Dürüstlük'ün görevi ise insanların adil olmasına ve her zaman iyinin galip gelmesine çalışmaktır. Bu kadın evleri, yolları, meydanları yaratır. Adalet ise toplumda gerçek adaleti sağlar.....
Sayfa 22 - Öteki Yayınevi
"Thales, tanrılara inanmıyornuş ve doğadaki hiçbir şey, onu korkutmuyormuş. Sadece doğayı anlamak istiyormuş. Tüm evrenin varoluşunu merak ettiğinden"Evrenin ana maddesi nedir?" diye bir soru sormuş. ...... "Her şeyin sudan oluştuğunu düşünmüş ama suya tapmamış."
Sayfa 32 - Öteki Yayınevi
Hedwig Dohm
Gördüğünüz gibi profesör de olsa, kadınlarla ilgili düşünceleri akıldan yoksun. Nasıl böyle düşünebilir? Ezberlemiş hayatlar. Dünya görüşleri, düşünceleri, yaşam biçimleri kalıplaşmış. Her şeyin değişken olduğuna dair doğa yasası sanki geçerli değil. Onu eleştirdiğiniz için de size çok kızgın galiba. Yalnızca onu değil, her türlü değişime karşı olan geri kafalıları; kadını iş hayatında rakip olarak gören bencilleri; 'ha... demek öyle... anlıyorum.' diye konuşan, anlayış dolu, yardımsever görünen ve zayıf cins dedikleri kadına hükmeden, sahte beyefendileri de eleştiriyorum. Şu sıralar en önemli tartışma konusu, kadınların yüksek öğrenim görmesi. Kaygılı bilim adamları, beyin ağırlıklarının erkeklere oranla az olduğunu düşündükleri kadınlar için tıp eğitimin uygun olmadığını düşünüyorlar. Kadınlar için tıp eğitiminin zararlı olduğunu iddia ediyorlar. Bilim çevresindeki erkekler tıp eğitimi gören kadınların beyninin zarar göreceğinden endişe ediyorlar. Kısaca erkekler, kadın beynini korumak adı altında kadının bilimsel öğrenim görmesini engellemek için seferber oldular. Çok saçma.
Sayfa 54 - Öteki Yayınevi
192 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.