Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paul Ricaut

8.9/10
9 Kişi
30
Okunma
3
Beğeni
1.098
Görüntülenme

Paul Ricaut Gönderileri

Paul Ricaut kitaplarını, Paul Ricaut sözleri ve alıntılarını, Paul Ricaut yazarlarını, Paul Ricaut yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
337 syf.
9/10 puan verdi
Kesinlikle okunması gereken çok güzel bir kitap Osmanlı İmparatorluğu hakkında çok güzel bilgiler bulunmaktadır. Kütüphanemizde olması gereken bir kitapdır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl)
Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl)Paul Ricaut · Türk Tarih Kurumu · 201218 okunma
Türkler günün birinde denizde de güçlü olmayı akıllarına koyarlarsa ve gerektiği gibi çalışır­larsa bütün cihanın önlerinde eğileceğinden şüphe et­mem.
Reklam
Önemli bir görevde olan biri­sinden Venedik'i isteseler fethedebileceklerini, ancak orada abdest almak için tatlı su bulunmadığından bu işten vazgeçtiklerini, Padişah’ın Venedik donanması ve hafif bir vergi ile yetinmek niyetinde olduğunu işittim.
Türklerin ordugâhı her zaman öylesine temiz ve tertiplidir ki, dünyanın en medenî şehri bile bu konu­ da onunla yarışamaz. Tabiî ihtiyaçların giderilmesi için her çadırın yakınına bir çukur açılır, etrafı değ­neklerle desteklenmiş kafesle çevrilir; çukurdan fe­na kokular gelmeye başladığında veya dolduğunda üze­ri toprakla kapatılır, kafes kaldırılır ve bir başkası açılır; bu şekilde ordugâhta havayı bozacak en ufak bir pisliğe bile raslanmaz.
Türkler ordularında şarap içilmesinin ne gibi zararla­ra sebep olacağını gayet iyi bildiklerinden ordu yürü­yüşe geçmeden bir kaç gün önce bir müfrezeyi yola çıkarırlar, ordunun yolu üzerindeki bütün meyhanele­ ri mühürletirler ve halka askerlere şarap satılması ve­ya verilmesi hâlinde idam ile cezalandırılacağını ilân ederler.
Türklerle savaşmış bir çok hıristiyan kumandan, başarılarının cesaretlerinde ve savaş sanatı bilgisin­ den ziyade sahip oldukları çok sayıda askerden ileri geldiğini öne sürmektelerse de, hıristiyanlara karşı elde ettikleri zaferlerin, onlarda mevcut olmadığı id­dia edilen esrarlı bilgiden ve olağanüstü düzenlerin­den ileri geldiği düşüncesindeyim. Özellikle bunu, sefer sırasında idam cezası karşılığında şarap içme yasağının yürürlükte olmasıyla müşahede ettim; nitekim ben ordugâhtayken bir az şarap getirdikleri gerekçesiyle iki asker idam edilmişti. Şarap yasa­ğı askerleri daha ılımlı, gözü açık ve itaatkâr yap­makta, ordugâhta ne bir ses ne de bir kavga duyul­mamaktadır. Ordu yürüyüşteyken geçtikleri yerlerin halkından, yağma edildikleri, kızlarına, kadınlarına saldırıldıkları veya en ufak bir zarar verildikleri hakkın­da hiç bir şikâyet gelmemiştir. Askerler elde etmek istedikleri şeyler için pazarlık yaparlar ve nakit ola­rak aldıkları malın değerini öderler; görüşüme göre ordularının mutlu başarılarının ve İmparatorluklarının büyümesinin en önemli etkenlerinden birisi de budur.
Reklam
Yeniçerileri mahvetmek için izlenen çareler açık, seçiktir. İlk olarak yeniçerilerin gururları kırılsın di­ye her çeşit aşağılık işte kullandırılmaktalar ve ça­buk yok olsunlar diye en tehlikeli görevlere sürüimekteler. Böylece yeniçerilerin en yiğit erleri kara ve alı­şık olmadıkları deniz savaşlarında ölmüşlerdir.
Devletle hâkim olan inanca göre aile gailesi Padişah’a hizmetle pek bağ­daşmaz.
Yeniçerilerin bütün ihtiyaçlarının gide­rilmiş olması bunları, subaylarının en ufak bir hoş­nutsuzluğunda küstah, âsi ve yağmacı yapar. Böyle bir durum ortaya çıktığında, cumartesi, pazar, pazar­tesi ve salı günleri Yeniçeri Ağasının huzurunda top­landıkları Divan'da duygularını dile getirmekle işe başlarlar.
İstanbulda bulunduğum sıralarda, Girit veya Macaristan'a se­fere gitmemek için büyük bir korku içinde sağa sola rüşvet teklif eden bir çok sözde yeniçeri gördüm.
Reklam
Tek kelime ile Osmanlı Devleti bugün ne itaatin, ne birliğin ne de sadakatin mevcut olmadığı bir Devlet görünümü sunmaktadır.
Deve güdenlerin, hayvanlara yalakta su ver­dikten sonra, ağızlarından çtkan salyaları sakallarına sürerek «Hacıbaba! Hacıbaba!» dediklerine tanık olmu­şumdur.
Yine ek­mek satın alarak, İstanbul'un sokaklarında pek fazla olan ve muhakkak ki vebânın yayılma sebeplerinden olan başı boş sokak köpeklerini beslemenin hayırse­ver bir hareket olduğunu söylerler. Köpeklere gösteri­len ihtimam Türkiye’de öylesine fazladır ki, sırf bunun için çeşitli yasalar çıkarılmıştır. Bazıları her gün belir­li bir miktar ekmeğin köpeklere verilmesini temin eder­ken, diğerleri vasiyetlerinde miraslarından bir kısmının köpek bakımı için ayrılmasını talep eder.
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.