Pola Hamide Esed kitaplarını, Pola Hamide Esed sözleri ve alıntılarını, Pola Hamide Esed yazarlarını, Pola Hamide Esed yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neden hiç yerimde duramıyorum diye düşündüm. Oradan bedevi bir Kürt genci başını uzattı: “ Müslüman akan nehir gibidir, sabit kalırsa çamurlaşır ve kokar. “
Peygamberimizin bize açıkladığı üzere her insan, kadın erkek, kendi mükemmelliği ile dünyaya gelir. Fakat hayatımız süresince çoğumuz bu mükemmelliği ve dolayısıyla da ruhlarımızı bozarız. Bundan dolayı dinî inancın en aslî gayesi, çoğu insanın inandığı gibi, doğası gereği dinamik değildir; yani gittikçe daha yüksek bir mükemmeliyet seviyesine yükselmek değildir. Aksine statiktir; kişinin Benliği'ni koruması, doğumumuzdan itibaren bize bahsedilmiş olanı muhafaza etmesi ve ortaya çıkarmasıdır.
... tartışmalardan birinde Cizvit arkadaşım aniden şöyle dedi:
— Biliyorsun ya Esed, sen aslında kendi dininden tatmin ol.mayan Yahudi asıllı birisin: Senin için doğru yolun Hristiyanlık olması gerekirdi, bunun yerine İslâm'ı seçtin!
Buna gülerek cevap verdim:
— Daha her şey bitmiş değil... Benim bir soruma tatmin edici bir cevap verirsen hâlâ Hristiyanlığı benimsemeye hazırım. Eğer verirsen, gelecek Pazar günü beni çadır kilisene götürebilir ve insanların önünde vaftiz edebilirsin.
Löwenstein, “Peki, soru nedir?” diye sabırsız bir şekilde sordu. Dedim ki:
-Teslis' in anlamını bana izah edebilir misin?
Muhatabım uzun bir süre düşündü ve sonra şöyle dedi:
-Şey, bu iman' ın bir gizemidir ve kelimelerle izah edilemez; fakat hakikat, imana eriştiğinde kalbine doğar ve anlaşılır olur.
Ben şöyle karşılık verdim:
-İşte niçin bir Hristiyan değil de Müslüman olduğumun sebebi budur. Senin dinin bana diyor ki: "Aklını kullan, o seni imana götürecektir."
"Beyrut'un merkezinde bir apartman bulduk, fakat ikimiz de bu kadar inanılmaz derecede gürültülü olacağını önceden tahmin edememiştik. Çok hafif döşedik; New York'ta yıllardır ambarda olan eşyalarımızın ulaşmasını bekliyorduk. Fakat gürültü cok baskındı ve özellikle benim gürültüye karşı hiç tahammülüm yoktu. Caddedeki trafik gürültüsü, kilise çanlarının gürültüsü, câmilerdeki hoparlörlerin gürültüsü, yukarıdaki daire de her halükarda aşırı derecede tiksindigim, ancak onların çok Sevdigi bir yiyecek olan Kibba için kullanılacak olan kırık bug- dayi bir havanda durmaksızın saatlerce-genellikle de şafak sökerken- döven insanların gürültüsü. Bunların hiç birisi kitabın Yazılmasına yardımcı olmuyordu ve durum gerçekten çok ciddiydi." ........ "Belki de Esed, yıllarca önce terk ettiği, ama aslında asla ayrılmamış ol duğu Arabistan'a, muhtemel bir "kalbin yuvaya dönüşü" ihti malini sezmekteydi. Bilmiyorum."
Mekke'ye Giden Yol'un ikinci kitabı. Esed'in üslubunun olmadığı bölümler bariz belli oluyor. Ama onun hayatı üzerinden i dönemi okumak damağımda ayrı bir tat bıraktı. Kendi içinize dönük bir soru çok soru sorma ve cevap arama ihtiyacı da hissedebilirsiniz. Cenneti Arayan Adam da belki bununla birlikte okunması iyi olabilir.
Taslak hazırlanır hazırlanmaz, bir kopyasını Genel Sekreterimiz İkramullah Han'a sundum, taslağa bakınca tepki gösterdi:
-Fakat Esed diploması dilinde "kardeşlik" terim yoktur!
Buna şöyle cevap verdim:
-İyi bu durumda bizler bir terim kazandırmış olacağız. Diplomatik terminolojiye yeni bir kavram kazandırmaktan niçin çekinelim?
Hindistan'ın tozlu ovalarından sonra, Orta Asya bozkırlarının özgürlüğünden veya Arap çöllerinin ihtişamından hiç haberi olmayan sonsuz bir arazideki yalnızlıktan sonra, Himalayalar'ın eteklerine doğru tırmanmak muhteşem bir duyguydu.
Yoğun bir şekilde ormanlarla kaplı olan dağ etekleri, güzelliklerini seyyahların temaşasına sunmaktaydılar.Dünya, gecenin sükunetini sonuna kadar kanmıştı ve şimdi gündüz, neşeli gürültüsü ile bizimle konuşmaktaydı.