Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ramazan Ata

8.0/10
1 Kişi
3
Okunma
2
Beğeni
1.226
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Akademisyen, Yazar

Okurlar

2 okur beğendi.
3 okur okudu.
4 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sakarya Savaşının kazanılacağının anlaşıldığı 1921 yılı Temmuzundan sonra Enver ve Cemal Paşaların hayali şöyle güncellenmişti; Mustafa Kemal, Anadolu'da Yunanlıları yenerek Bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kuracak; Enver Paşa, Türkistanı Rus işgalinden kurtararak Bağımsız Türkistan Devletini kuracak; Cemal Paşa ise Arabistan ve Hindistan'ı Ingiliz sömürgeciliğinin işgalinden kurtararak Bağımsız Hind-Arap İslam Devletini kuracaktı. Bu üç devlet, İstanbul'da bulunan halifenin manevi otoritesi altında birleştirilecekti. Osmanlı Devletinin subaylarına verdiği ideal ve hayal gücü böylesine büyüktü. Türkiye'nin bağımsızlığından en yakın nokta olan Batum'a kadar gelerek emin olduktan sonra, Türkistan Türklerini bu hedef için birleştirmek amacıyla Enver Paşa, Türkistan'a geçerken, Cemal Paşa da girişimin diğer ayağını örgütlemek için Afganistan'a geçti. Ama büyük devletler onları adım adım izliyorlardı ve bu planın işlemesine izin veremezdiler ve vermediler de. Her iki komutan da Ruslar tarafından Ermeni taşeronlarına iki hafta arayla şehit ettirildi. Cemal Paşa, 21 Temmuz 1922'de KGB Tiflis Büro Şefi Beria'nın emriyle iki Ermeni tarafından suikasta uğrayarak şehit edilirken, Enver Paşa da bundan iki hafta sonra 4 Ağustos 1922'de Duşanbe yakınlarındaki Çeğen Köyünde Rus-Ermeni ortak Sovyet birlikleri tarafından bir bayram sabahında şehit edildi. Halifeliği yeniden diriltmeye çalışan Enver ve Cemal Paşalar iki hafta arayla Sovyetler Birliğinde öldürülürken, bundan yaklaşık bir ay sonra Türkiye, işgalci Yunanlıları Anadolu'dan tamamen çıkaracaktır...
Sayfa 156Kitabı okudu
Moskova hükümetinin verdiği ültimatom'un maddelerinden birisi, Duşanbe'nin Ruslara geri teslimi ve Enver Paşa'nın Buhara arazisine asla sokulmamasıydı. Bu sırada Sovyetler Birliği Dışişleri Bakan yardımcısı olan Karahan, Enver Paşa' yı Moskova'ya çağırarak görüşme talebinde bulundu. Enver Paşa artık Moskova ile köprüleri atmıştı ve hiç düşünmeden bu görüşme talebini reddetti, Moskova'ya gönderdiği cevabi mektubunda şöyle diyordu: "Ergeç tahakkuk edecegine inandığım Türkistan'ın bağımsızlığı gerçekleşinceye kadar anavatanımda hizmet göreceğim. Duyduğumu göre siz Türkiyeli olduğumu ve Türkiye'nin istila altında olduğunu söyleyip onu kurtarmam için Türkiye'ye gitmem gerektiğini söylüyormuşsunuz. Size şunu hatirlatmak isterim ki Türkiye'mde vatanımı müdafaa edenler vardır. Kalbim burada olduğu gibi oradadır da. Fakat ben bugün oradan farkı olmayan anayurdumdayım Burası da arası kadar benim vatanımdır. Hakikaten buralarda sulh ve sükun istiyorsanız yapılacak tek şey vardır, Buhara hududunu terk edip Türkistanı serbest bırakınız... Buranın halkı da istiklal ve hürriyetine kavuşsun!
Reklam
Enver ve Cemal Paşalar, Bolşevik ihtilali neticesinde Çarlık Rusyasının yıkılacağını ve bunun sonucunda Türkistan'daki 50 milyonluk büyük Türk nüfusunun gücünün ortaya çıkacağını düşünüyorlardı.Türkistan'daki Türkleri örgütledikten sonra Hindistan'a geçip burada ingilizlere karşı bir ayaklanma başlatmayı planlıyorlardı. Böylece Türkistan, Afganistan ve Hindistan'da bulunan yaklaşık 150 milyon Müslüman'ı birleştirerek oluşturacakları Panislâmcı bir devletle, bütün Müslümanları sömürgecilerin elinden kurtarabileceklerini düşünüyorlardı. Evet, Osmanlının subaylarına verdiği ideal ve hayal gücü böylesine büyüktü. Türkistan Türklerini bu hedefiçin birleştirmek amacıyla Enver Paşa, Rusya'ya geçerken Cemal Paşa da girişimin diğer ayağını örgütlemek için Afganistan'a geçecekti. Ama büyük devletler onları adım adım izliyorlardı ve bu planın işlemesine izin vermediler ve çıkarlarını korumak için veremezdilerde. . .
Türkistanlı vatanseverler yeni Bolşevik rejimin beyannamesindeki "halkların kendi geleceğini kendilerinin tayin edeceği" ilkesinden yola çıkarak bağımsızlık için hazırlık yapmaya başladılar. Bu düşünceyle Aralık 1917 tarihinde Hokand şehrinde "Türkistan Muhtar Cumhuriyeti" ni ilan ettiler. Bundan sonra olaylar umulmadık
Çalışmamızı, Türkistanlı kardeşlerimizin henüz yeni bağımsızlığını kazandığı dönemde gerçekleştiriyoruz. Bundan dolayı bu sevindirici durumun hangi aşamalardan geçeceğini tam olarak kestiremiyoruz. Ama Kayseri'ye gelen Kırgız, Kazak, Özbek, Türkmen ve diğer Türkistan kökenli öğrencilerden, boyların milletleştirilme işinin başarılı olduğunu görüyoruz. Üniversite eğitimi almak için buraya gelen öğrenciler, Türkistan Türküyüm demek yerine Kırgızım, Kazağım, Özbeğim, Türkmenim hatta bize en yakın olan Azerbaycanlılar bile Azeriyim diyorlar. Bu Rusların böl, parçala ve yönet hedeflerinin bir bölümüne ulaştıklarını gösteriyor.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok