Parmak uçları avuçlarımın içine gelecek şekilde ellerimi aldı ve derin bir nefesi uzun uzadıya içine çekerek yıllarca içinde biriktirdiği her şeyi bir anda önüme bırakacakmış gibi göz kapaklarını hafifçe kapatıp açtıktan sonra, akan bir damla gözyaşı tarihi anlatırcasına çizilmiş kırışıkların bulunduğu yanaklarından süzülerek yavaşça açılan dudaklarına doğru inerken buğulu ses tonuyla bana kızım Myria dedi.