Rene Daumal Gönderileri
Rene Daumal kitaplarını, Rene Daumal sözleri ve alıntılarını, Rene Daumal yazarlarını, Rene Daumal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ölüyüm, çünkü hiçbir arzum yok,
Arzum yok çünkü sahip olduğumu düşünüyorum,
Sahip olduğumu düşünüyorum çünkü vermeye çalışmıyorum;
Vermeye çalıştığımızdaysa hiçbir şeye sahip olmadığımızı görürüz,
Hiçbir şeye sahip olmadığımızı gördüğümüzdeyse,
Kendimizi vermeye çalışırız,
Kendimizi vermeye çalıştığımızdaysa, bir hiç olduğumuzu anlarız,
Bir hiç olduğumuzu anladığımızdaysa, olmayı arzularız,
Olmayı arzuladığımızdaysa, yaşamaya başlarız.”
Sayfa 142Kitabı okudu
“Bir dağın Analog Dağ rolünü oynayabilmesi için, doğanın var ettiği gibi, insan açısından da zirvenin ulaşılmaz, ama tabanının ulaşılabilir olması gerekir,” sonucuna varmıştım. “Biricik olmalı ve coğrafi bir konumda yer almalıdır. Görünmez olana açılan geçidin görünür olması gerekir.”
Sayfa 33Kitabı okudu
ama benim umut dediğim şey sizlere umutsuzluk gibi gelebilir: insana duyduğum güven ve onda bulunduğuna inandığım güç, sizlere aşırı insanseverlik ve iyimserlik olarak gözükebilir..
Aşağıdakiler, yaptıklarının ne anlama geldiğini anlamaya ve de anlamını bildiklerini yapmaya başlasalar, bir elinde meşale, diğerinde su kovası tutan şu kadın gibi olurlardı; hani kutsal bir adam bunları niye taşıdığını kendisine sorduğunda, ‘Ateş Cenneti tutuşturmak, suysa Cehennemi söndürmek için; artık bundan sonra insanlar, gelecekte kendilerini bekleyen bir umut ya da korku olmaksızın, ne yapacaklarsa sırf Tanrı aşkıyla yapsınlar,’ diye yanıtlayan kadın var ya, ona. O zaman da hepimiz kavrulurduk... ya da suda boğulurduk…
Öğrenmek için bedel ödemek zorunda kalacağım hiçbir şeyi öğrenmeye niyetim yok
insan, bilgisizliğin karanlık kuyularına düşmüş olabilir ama ben Tanrılara ait gizler âlemindeyim…
On yılın hikâyesi, on dakikalık konuşmaya sığdığı gibi, on dakikalık konuşma da bir anlık düşünmenin karşılığı olabilir. Racine’in bir tragedyası yirmi dört saatlik bir süreyi kapsayabilir, bu ise bir saatlik okumayla bitirilebilir ve tek bir hıçkırıkla da özetlenebilir.
Ne var ki, çağdaş bilimin son buluşları olmasaydı bile kitap tek başına, bütün bu mucizeleri ortaya çıkarmaya yeterdi.
Hiçbir şey bilmememin dışında, her şeyi bilirim. Kendim dışında herkesi tanırım. Her şey bozulmaya açıktır, ben hariç!
Benim dışımdaki her şey,
her şeyle iç içedir…
Ancak, siz de fark etmişsinizdir, zaten burası tersine bir dünya.
…Aman nasıl bir ışık! Avizeler! Altın kaplama kartonpiyerler! İpek halılardan farksız duvar kâğıtları, iki tekerlekli yük arabası gibi derin divanlar, yapay ipekli kumaş çağlayanları. Musluklarından mine çiçeği, tarçın, nane çayı, portakal suyu, limonata akan ışıltılı çeşmeler; hele o gümüş renkli metal kupalar yok muydu…
Artık son kez bana açıkça söylemenizi istiyorum: Ben bir aptal mıyım, şayet değilsem düşünmek için ne yapmam gerekiyor?
O hem haklı hem de değil. Bu nasıl mümkün olabilir ki?
Öyle anlar vardır artık bilemezsin,
Artık bilmezsin, hiçbir şeyi bilmezsin.
Ertesi gün bir de bakarsın ki,
Meğer o saat her şeyi bilmekteymişsin.
Oysa şimdi bilmiyorsun işte,
Hem de hiçbir şeyi..