Sermayenin amacının 'mutlak zenginleşme' ye ulaşmak olduğunu söyleyen Marx 'dur durak bilmeyen kar sağlama hareketi' nin kapitalistin amacı olduğunu ifade eder.
Sonsuzluğa, sonluluğun bir soyutlaması olarak, her bir ve her sonlu varlığın yadsıması olarak davranıldığı sürece sonlu dünya içerisinde hiç bir mantıksal hareket ona erişemez.
1990'ların sonlarında günde 3.000 çocuk sıtmadan ölüyordu (sıtma dünya nüfusunun %40 ını etkilemekteydi) ve 1998 yılında 200 milyon kişi vereme yakalanacaktı. Hiçbir önemli ilaç şirketi bu enfeksiyon hastalıklarının önünü alacak ilaçları araştırma programlarının arasına almadı çünkü bunlar yoksul hastalıklarıydı. Öte yandan Viagra'dan elde edilen kâr %98'di.
Günümüzde 9 ve 17 yaş arasındaki sıradan (başka bir deyişle normal) bir gencin kaygı ölçeğindeki derecesi, 1957'de akıl hastalığı nedeniyle hastaneye yatırılan çocuklarınkiyle aynı yüksekliktedir.
2000'li yılların başında sinema dünyasını kasıp kavuran bir film vardı hatırlar mısınız? İsmini vermek için acele etmeyeceğim çünkü sizi temin ederim ki hatırlamak zor olmayacak. Film; oyuncuları, aksiyon sahneleri, efektleri, müzikleri ile sinemaseverlerin hayranlığını kazanmış ve sinemada yeni bir çığır açmıştı. Ama hepsinden önemlisi neydi
Kapitalist ekonomi politikasının ne olduğunu zaten biliyoruz da, gıdayı ve beslenmeyi de nasıl tarumaar ettiğiyle ilgili de değişik örneklerle birlikte bir çok detaylı bir sistem eleştirisi de yapılmış oluyor...
Hayatımızın nasıl rezil bir hale evrildiğini kitabı okurken bir kez daha üzülerek fark ediyorum.. Nasıl endüstriyel kapitalizmle birlikte abu rcubur tüketimine mahkum edildiğimizi üzülerek tekrar gördüm..
Çocuklarımızın ve geleceğimizin bir çok kanal üzerinden nasıl bir bombardımana tutulduğunu ve kar uğruna geleceğin nasıl sağlıksız hale getirildiğini fark ettim bir kez daha....