Kelimeler güçlüdür ve bazı kitaplar o kadar tehlikelidir ki asla okunmamalıdır. Dans Eden Valeler böyle bir kitap ama şimdiye kadar bunu kimse bilmiyor. Piyasaya sürüldüğünde çok az kişi ilgileniyor ve okuyucularını ne kadar değiştirdiğini kimse anlamıyor: Okurken çılgınca ileri geri sallanmaya başlıyorlar, kendilerini garip bir şekilde ifade ediyorlar ve mantıksız davranıyorlar, ancak bunlar sadece en belirgin semptomlar. İnsanlar kitabın karakterleri olduklarına, yaşadıkları gerçeğin sadece bir rüya olduğuna inanmaya başlıyorlar. Kitaba neredeyse kimse karşı koyamıyor ve yapabilenler şiddet yoluyla ikna ediliyor.
Bu gelişmelere karşı bir şeyler yapmak için zaman daralıyor, ancak insanlar kargaşanın kaynağını görmüyor veya ciddiye almıyor.
“Dans Eden Valeler” çok şey vermek isteyen ve sadece bir kısmını başaran bir kitap. Önce olumlu şeyleri anlatmak gerekirse: Önemli konulara değinilen bazı pasajlar var, genellikle yalnızca bir yan cümlede veya kısa bir açıklamada bulunulur - ki bu iyi yanı. Yazar size ders vermeye çalışmıyor, başka fikirlere yol açabilecek düşünceler sunuyor. Bize bağlı.
Her bölüm, başlangıçta çok kafa karıştırıcı olan küçük bir alıntıyla başlıyor; daha sonra hikayeye devam ettiğimizde tüm detayları çoktan unuttuğumuzu fark ediyoruz.
Kitabın en büyük sorunu, tanıtılan ancak tam olarak tanıyamadığımız çok fazla karakter olması. Potansiyel olsa bile asla derinlik yok.
pinarliyorum ile birlikte okumaya başladık seriyi ve şuan beklentim ikinci kitaptan daha yüksek.
Konusu bakımından gerçekten hem değişik hem de etkileyici
