Daha da kötüsü, kuşatmanın son kışının en soğuk günlerinde donarak ölmemek için, zarif, oyma mobilyalardan bazılarıyla kütüphanelerindeki sayısız kitabı şöminede yakmak zorunda kalmışlardı. Annesiyle birlikte baktıkları resimli kitapların rengârenk sayfalarının küle dönüşmesini izlemek her seferinde Coriolanus'u gözyaşlarına boğmuştu. Ama insan ölü olmaktansa üzgün olmayı yeğlerdi.