Ezoterizm ya da ezoterik öğretiler, varoluşun nedenlerini yine insanın kendi içinde arayan ve amacı, insanın, evrimini gerçekleştirerek "kamil insan" haline dönüşmesi, böylece Tanrı ile "bir" leşmesi olan öğretidir. Ancak, "kâmil insan"ın belli sınav ve eğitimlerden geçerek yetişmesi ve bu öğretilerin kapalı bir düzende, belli kurallara bağlı kalarak, derece derece verilmesi nedeniyle bunlara İçrek ya da Gizli Bilimler de denilmiştir.
hastalık belirtileri, ruhsal çatışmaların bedensel ifade biçimleridir ve semboller yardımıyla her seferinde hastanın gerçek problemini su yüzüne çıkartırlar.
Kişinin sevgiye açlığı varsa ve bu açlık yeterince giderilmiyorsa, bu durum tatlı yeme ihtiyacı olarak bedende ortaya çıkar.Tatlı ve abur cubur yemeye duyulan şiddetli açlık her zaman tatmin edilmemiş bir sevgi açlığının ifadesidir.
Yaşam, hayal kırıklıklarından oluşan bir yoldur. İnsan, gerçeği taşıyabilecek hale gelinceye kadar, hayalleri birbiri ardına elinden alınır. Hayallerin yıkılması hiç de kolay ve hoş değildir, ama bize hep yeni özgürlük alanları armağan eder.
Bir keşiş,mağarada meditasyon yapıyordu. O sırada içeri bir fare girdi ve sandaletini kemirmeye başladı. Keşiş kızgınlıkla gözlerini açtı:
"Neden dua ederken beni rahatsız ediyorsun?" "Açım" dedi fare. "Git buradam ahmak fare", diye uyardı keşiş, "ben Tanrıyla Birliği arıyorum beni nasıl rahatsız edersin!" Fare o zaman sordu: "daha benimle '"bir" olamazsan, Tanrı'yla nasıl "bir" olmayı istersin?"
Birliğe giden yol, sadece kaçmaktan daha fazla bir şeyler gerektirir. Zıtlıkları içimizde birleştirmek için, korkmadan, her şeyin içindeki kutuplaşmayı görmemiz, bu tecrübeyle sürekli bilinçlenmemiz ve varoluşumuzdaki çelişkileri aşmamız lazımdır.