Alfred Rupert Sheldrake (28 Haziran 1942 doğumlu), İngiliz yazar, ve "parfümik rezonans" kavramı ile tanınan parapsikoloji alanında araştırmacıdır . Cambridge Üniversitesi'nde 1967'den 1973'e kadar bir biyokimyager ve hücre biyolojisi uzmanı ve 1978 yılına kadar Hindistan'da Yarı Kurak Tropikler için Uluslararası Mahsuller Araştırma Enstitüsü'nde temel bitki fizyologu olarak çalıştı.
Sheldrake'in morfik rezonans varsayımı, "hafızanın doğada var olduğu" ve " termit koloniler, güvercinler, orkide bitkiler ya da insülin molekülleri gibi doğal sistemler, geçmişteki tüm şeylerden ortak bir bellek miras alır" onların tür ". Sheldrake, "organizmalar arasındaki telepati tipi enterkoneksiyonlardan" da sorumlu olduğunu önermektedir. Fikri savunuculuğu, ön tanıma , telepati ve psişik bakış açısı etkisi gibi paranormal konuların yanısıra, kalkınma , miras ve bellek gibi biyolojide standart konularda alışılmadık açıklamalar da içermektedir.
Tam adı:
Alfred Rupert Sheldrake
Unvan:
İngiliz yazar ve araştırmacı
Doğum:
Newark-on-Trent, Birleşik Krallık, 28 Haziran 1942
İnsan topluluklarındaki telepati evrim sonucunda gelen mirasımızın bir parçasıdır ve hayvan topluluklarının sosyal alanlar yoluyla kordinasyon sağlamasına imkan tanıyacak şekilde kök salmıştır.
Bazı köpekler, özellikle dışarıda olup, içeri girmek istedikleri zaman sahiplerini düzenli olarak, telepati yoluyla çağırırlar. Aynı şeyi bazı kediler de yapar.
Gördüğün şey zihnindeki bir görüntüdür. Ama gördüğün şey beyninin içinde değildir. Beyin kafatasının içindedir. Zihnin ise uzayda yayılmış ve çevrendeki dünyaya doğru uzanmıştır. Zihnin, gördüğün şeye dokunmak için dışarıya uzanır. Eğer 16 km. uzaktaki dağa bakarsan, zihnin 16 km. açılır. Uzaktaki bir yıldıza bakarsan, zihnin gerçekten de astronomik mesafelerde genişler.
... telepatik iletişimin büyük çoğunluğu, güçlü duygusal bağlara sahip insanlar arasında ve yine güçlü duygusal bağlara sahip insanlarla hayvanlar arasında yaşanmaktadır.
Telepati,durugörü ,önbiliş farkı nedir?.insanlar gözlendikleri anlamakla kalmaz bakışın hangi yönden geldigini de bilirler.Kem göz var mıdır ve nasıl savuşturulur?
Çok fazla akademik terim içeren bir kitap olduğundan dolayı daha fazla sinirlerim okumayı kaldıramadı. Morfik alanlanları izlediğim bir videosunda daha da standart insana indirgeyerek güzel bir biçimde anlatıyordu üstelik. Demek ki iş kanıtlamaya girince işin rengi değişiyor. Şu bürokrasi ne saçma ve boş bir şey böyle... Neyse, kitapta yazarımız içinde bulunduğumuz evrende bizleri tabiri caizse görünmez bağlarla birbirimize bağlayan morfik alan denilen fenomeni kanıtlamaya çalışıyor. İlgisini çeken ve akademik terimlerle oynaşmayı seven kişiler için birebir.