Şahver Çelikoğlu Gönderileri
Şahver Çelikoğlu kitaplarını, Şahver Çelikoğlu sözleri ve alıntılarını, Şahver Çelikoğlu yazarlarını, Şahver Çelikoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resulullah(s.a.v): “Her kim farz namazlarının sonunda Ayete’l- Kûrsi ile sûre-i İhlas okursa, o kimsenin cennete girmesine ölümden başka engel kalmaz.”, buyurmuştur.
Bayezid'e (k.s): Ulaştığın mertebeye ne ile eriştin diye sorulmuş. O da şu cevabı vermiştir: Bütün dünyevî sebep ve vasıtaları (mal ve servet arzusunu) topladım, bunları kanâat ipi ile bağladım, sıdk mancınığına koydum, ümitsizlik denizine attım ve istirahat ettim.
Sayfa 209 - Kuşeyri risalesi s. 417
Derler ki; Bir tânede nice harmanlar gizlidir. İşte bunun kısaca izahı: "Dane ve harman müstağni olanın gözünde müsavidir" rıza da budur.
Resulullah (s.a.v) Efendimizin duâlarında şöyle dediği naklonumuştur: "İlâhi, kazândan (ve mukadder olan şey başıma geldikten) sonraki rızânı niyâz ediyorum" Mânâsı: Yâ Rab, kazân bana geldikten sonra, beni râzı olmuş bulundurmanı istiyorum.
Sayfa 259 - Tarik-i şuttar
Kul, Mevlâsının, kendisini kendinden daha çok sevdiğini, menfaatine olan şeyleri daha iyi bildiğini, Allah'tan gelen her şeyin nimet olduğunu idrâk edince şükretmiş olur.
Hz. Ali (k.v) çok zaman "Yâ Hû ve yâ men Hû lâ ilâhe illâ Hû. Lâ ya'lemü eyne Hû ve illâ Hû; Ey O! Ey O denilen kimse ki, kendisinden başka ilâh yoktur. Kendi yerini de Kendisinden başka kimse bilmez" diye duâ edermiş. Bunun sebebini sormuşlar kendisinden. "O, ism-i a'zamdır" diye cevap vermiş.
Öyle insanlar vardır ki sabır bile onların sabrına sabredemez. Allah (c.c) evliyasına bela ile değil, belaya evliya ile ezâ eder.
Sayfa 247
Şair demiştir ki: "Sabır o kadar sabır gösterdi ki, sabır sabırdan imdâd istedi ve âşık: 'Ey sabır sabret,' diye feryâd etti."
Sayfa 247
Serî Sakatî'ye (k.s.) sabrın ne olduğu sorulmuş, o da sabır mevzusunu anlatmaya başlamış, derken bir akrep ayağında dolaşıyormuş ve iğnesini batırmak için defalarca vuruş yapmış. Serî (k.s.) ise kıpırdamadan sakin sakin konuşmasına devam etmişti. Neden akrebi fırlatıp atmıyorsun? Diyenlere, şu cevabı vermişti: Sabır mevzusunda konuşurken sabretmemek hususunda Allah Teâla'dan hayâ ederim.
Sayfa 242
Ebû Ali Dekkak (k.s.) şöyle diyor: tevekkül müminin sıfatıdır; teslim evliyanın sıfatıdır; tefviz tevhid sahiplerinin sıfatıdır. ... Tevekkül sahibi Allah'ın (c.c.) vâdine güvenip huzur bulur; teslim sahibi Allah Teâla'nın (hâlini bildiğine kâni olarak) ilim ile iktifa eder: tefviz sahibi ise Allah'ın (c.c.) hükmüne rıza gösterir. Tevekkül başlangıç, teslim orta, rıza ise son hâlidir.
Sayfa 200
Tevekkül insan hayatında meydana gelecek hadiselerin rûhî karışıklıklara yol açmasını önler ve tevekkül gönüllere itmi'nan bahşeder.
Sayfa 194
Sûfiler derler ki: Zühdünde sâdık olana dünya boyun eğerek gelir. Bunun için gökten bir taç düşse, mutlaka onu istemeyenin başına isabet ederdi.*
Sayfa 189 - Kuşeyrî s.96
İmam-ı Âzam Ebû Hanife (r.a.)
O dünyadan kaçtı, dünya ona bütün nimetlerini verdi. Halbuki dünya bizden kaçtığı halde, biz dünyanın peşine düştük. İşte zühd ve zâhid, takvâ, verâ sahibi ve aynı zamanda âlim ve âbid. Varlıklı, kumaş ticareti yaptığı bilinir ve güzel giyindiği söylenir. O eşsiz İslam hukukçusu fakih, İmam-ı Âzam Ebû Hanife'dir (r.a.).
Sayfa 189
Manevi temizlik, Allah’tan başka şeylerin sevgisinin, gönülden çıkarılmasıyla meydana gelir.
Sayfa 10
Mü’minin gayesi yaratılana değil, yaratana ulaşmaktır.
Sayfa 10
Hakk’a kul olmanın gerçekleşmesi manevi yolculuk (seyrü süluk) ile mümkündür.
Sayfa 9