Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Said el Kahtani

Said el KahtaniHısnu'l-Müslim - Dua ve Zikirler yazarı
Yazar
8.7/10
31 Kişi
146
Okunma
10
Beğeni
3.571
Görüntülenme

Said el Kahtani Gönderileri

Said el Kahtani kitaplarını, Said el Kahtani sözleri ve alıntılarını, Said el Kahtani yazarlarını, Said el Kahtani yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah'ın hükümleriyle alay etmenin örneklerinden birisi de çok eşlilikle alay etme konusudur. Bu, çok eşliliği yasaklayıp deyyusluğu/pezevenkliği serbest bırakıp, ümmetin içine nüfuz eden bir afettir !! Dost ve aşıklara gelince, eşlerden her ikisi de bunlardan onlarcasıyla beraber olabilir. Bu sebeple (nikaha dayalı) çok eşlilik meselesinin, batı hayranlarının pek çoğu nazarında affedilmez bir suç haline geldiğini görürüz. Zina etmek ve günah işlemek maksadıyla serbestliğin ve ahlaksızlığın bulunduğu ülkelere seyahatlar düzenlemek ise onlara göre ilericiliktir, yükselmedir, turizmdir ve baskıdan uzaklaşmaktır !!
bkz. Türkiye toplumu
Dinsizler, zehirlerini kusmak, tesettürlü müslüman kadına saldırmak, onu iffet ve şerefinden çıkarmak ve çılgın insan kurtlarına kolay bir lokma haline getirmek için harekete geçerler. Bundan dolayı fazilet ve iffet gizlenir, serbestlik, zina ve ahlaksızlık çamuruna düşüş yaygınlaşır, hatta dini değerlerine ve ahlakına bağlı bir toplum anarşizmin, cinsel sapıklıkların, aile yıkımının fazilet ve iffetle savaşın baskısı altında çöken bir batı toplumuna dönüşür.
Reklam
Namaz kılanlarla alay eden nice insan işittik. Bu beyinsizler şöyle derler: Ey namaz kılanlar, cennete gittiğiniz zaman bizi de yanınızda götürün ! Bu bencil alaycı kişi, kâfir bir işçiyi müslüman işçiye tercih ederek işe almada ona öncelik verir, sonra da şöyle övünür: Bir müslümanı işe alırsak bizi meşgul eder, vaktimizi ve işimizi namazla kesintiye uğratır !
Allah'ın şeriatıyla hükmedilmesine saldıran bugünkü dinsizlerin mantığı aynen Firavun'un mantığıdır. Firavun da Musa'nın Allah'tan getirdiği hak dinden halkını sakındırmak için şöyle demişti: "Ben onun,sizin dininizi değiştireceğinden yahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum." Mu’min,40/26
Peygamberin (s.a.v) dinine ve sünnetine çağıranlar da alay ve istihzâya maruz kalırlar. Bu, kıyamet gününe kadar kalacak bir kanundur. Bazılarının cesareti kırılır, bazıları geri adam atar ve korkar, bazılarının da hakka bağlılıkları, ıslah yolunda devam etme ısrarları ve bâtıla mukavemetleri artar. Bu son tavır, ümmetin muhtaç olduğu bir tavırdır ve Allah'ın hak dinine davetin azığıdır. Çünkü bu tavrın sahibi peygamberlerin sözlerine bakar; bilir ve inanır ki o, peygamberlerin bıraktıkları şeylerin mirasçısıdır.
Peygamber (s.a.v) Kabe'de tavaf ederken müşriklerin yanından geçti. Geçerken bazı sözler söyleyerek onunla alay ediyorlardı. Rasûlullah'ın kızmakta olduğu yüz şeklinden anlaşılıyordu. İkinci defa yanlarından geçerken yine onunla alay ettiler. Sonra üçüncü defa aynı durumla karşılaştı. Bunun üzerine Peygamber durdu ve dedi ki: Ey Kureyşliler! Beni dinliyor musunuz? Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, sizi hizaya getirecek bir din getirdim; bu dine uymazsanız helak olursunuz. Ravi şöyle dedi: Peygamber o topluluğa öyle tesirli sözler söyledi ki hepsi pür dikkat dinlediler." Allah Teala onların Peygamberi kaş-göz hareketleriyle alaya almalarını ayetinde şöyle anlattı: O kâfirler zikri/Kur’ân’ı işittiklerinde, neredeyse gözleriyle seni devireceklerdi. Ve derler ki: “Şüphesiz ki o, bir delidir.” (68/Kalem, 51)
İbnu Hişam,es-Siret,1/308-309 kısaltılarakKitabı okudu
Reklam
Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye (r.h) şöyle dedi:
"Peygamber (s.a.v) şirkten menettiği zaman onunla alay ettiler. Zaten bütün müşrikler, peygamberler kendilerini tevhide davet ettikleri zaman, putperestlik içlerine iyice işlediği için onlara hep sövdüler ve onları hep beyinsizlikle, sapıklıkla delilikle vasıflandırdılar. Onlara benzeyen bir kimseyi de, içinde putperestlik duygusu varsa, kendisini tevhide çağıran birini görünce aynı şekilde onunla alay eder bulursun.
Dekaiku’t-Tefsir, 3/332Kitabı okudu
Alay ve istihzânın bir diğer sebebi, boşluk ve başkalarını eğlenceye alma arzusudur. İnsan bu dünyaya gelişinin yüce gayesini (ki bu gaye ortağı olmayan tek Allah'a kulluktur) evet bu gayeyi unuttuğu zaman hayatında kahredici bir boşluk hisseder. Bu sebeple bu boşluğu dolduracak şeytanî yollara o kadar çabuk yönelir ki şaşırmamak mümkün değil. Velev ki bu, Allah ile O'nun âyetleriyle, peygamberleriyle ve müminlerle alay etmek bile olsa.
İslam dininden hoşlanmayan, dine ve dindarlara karşı alay ve istihza silahını kullanan çeşitli tabakalar vardır. Bunlar, yazarlar, hikayeciler, medya mensupları, sanatkârlar, her tür erdemden yoksun günahkâr kadınlar, içkiciler, uyuşturucu müptelâları ve diğerleridir. Bunlar da din ve dindarlarla alay ederler, çünkü onların faaliyetleri haram ticaret üzerinedir, Allah'ın dini hakim olduğu zaman çamurunda yaşadıkları ve pisliğinde çoğaldıkları bu kirli bataklık kuruyacaktır.
Câhiliyenin Allah'ın dinine ve bu dinin müntesiplerine beslediği bu kin, "kendi varlığının, menfaatlerinin, şehevî arzularının ve eğilmelerinin bu yeni ışıktan dolayı tehlikeye düşeceği endişesinden kaynaklanmaktır. O, kendi iç dünyasında haktan ne kadar saptığını hisseder, hevaya boyun eğer ve şehvetlere teslim olur. Işığın yokluğunda gayri meşru bir şekilde ele geçirdiği çıkarlarından, yararlarından ve şehvetlerinden sahih bir inanç yeryüzüne hakim olduğu zaman ne miktarda mahrum kalacağını çok iyi hisseder. Bu konuda câhiliyenin büyüklük taslayan üst tabakasıyla ezilen alt tabaka aynıdır Çünkü her birinin vazgeçemediği/düşkün olduğu menfaatleri, çıkarları ve şehevî arzuları vardır."
226 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.