Said el Kahtani

Hısnu'l-Müslim - Dua ve Zikirler yazarı
Yazar
8.7/10
31 Kişi
150
Okunma
10
Beğeni
3.702
Görüntülenme

Said el Kahtani Gönderileri

Said el Kahtani kitaplarını, Said el Kahtani sözleri ve alıntılarını, Said el Kahtani yazarlarını, Said el Kahtani yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber (s.a.v) Kabe'de tavaf ederken müşriklerin yanından geçti. Geçerken bazı sözler söyleyerek onunla alay ediyorlardı. Rasûlullah'ın kızmakta olduğu yüz şeklinden anlaşılıyordu. İkinci defa yanlarından geçerken yine onunla alay ettiler. Sonra üçüncü defa aynı durumla karşılaştı. Bunun üzerine Peygamber durdu ve dedi ki: Ey Kureyşliler! Beni dinliyor musunuz? Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, sizi hizaya getirecek bir din getirdim; bu dine uymazsanız helak olursunuz. Ravi şöyle dedi: Peygamber o topluluğa öyle tesirli sözler söyledi ki hepsi pür dikkat dinlediler." Allah Teala onların Peygamberi kaş-göz hareketleriyle alaya almalarını ayetinde şöyle anlattı: O kâfirler zikri/Kur’ân’ı işittiklerinde, neredeyse gözleriyle seni devireceklerdi. Ve derler ki: “Şüphesiz ki o, bir delidir.” (68/Kalem, 51)
İbnu Hişam,es-Siret,1/308-309 kısaltılarakKitabı okudu
Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye (r.h) şöyle dedi:
"Peygamber (s.a.v) şirkten menettiği zaman onunla alay ettiler. Zaten bütün müşrikler, peygamberler kendilerini tevhide davet ettikleri zaman, putperestlik içlerine iyice işlediği için onlara hep sövdüler ve onları hep beyinsizlikle, sapıklıkla delilikle vasıflandırdılar. Onlara benzeyen bir kimseyi de, içinde putperestlik duygusu varsa, kendisini tevhide çağıran birini görünce aynı şekilde onunla alay eder bulursun.
Dekaiku’t-Tefsir, 3/332Kitabı okudu
Reklam
Alay ve istihzânın bir diğer sebebi, boşluk ve başkalarını eğlenceye alma arzusudur. İnsan bu dünyaya gelişinin yüce gayesini (ki bu gaye ortağı olmayan tek Allah'a kulluktur) evet bu gayeyi unuttuğu zaman hayatında kahredici bir boşluk hisseder. Bu sebeple bu boşluğu dolduracak şeytanî yollara o kadar çabuk yönelir ki şaşırmamak mümkün değil. Velev ki bu, Allah ile O'nun âyetleriyle, peygamberleriyle ve müminlerle alay etmek bile olsa.
İslam dininden hoşlanmayan, dine ve dindarlara karşı alay ve istihza silahını kullanan çeşitli tabakalar vardır. Bunlar, yazarlar, hikayeciler, medya mensupları, sanatkârlar, her tür erdemden yoksun günahkâr kadınlar, içkiciler, uyuşturucu müptelâları ve diğerleridir. Bunlar da din ve dindarlarla alay ederler, çünkü onların faaliyetleri haram ticaret üzerinedir, Allah'ın dini hakim olduğu zaman çamurunda yaşadıkları ve pisliğinde çoğaldıkları bu kirli bataklık kuruyacaktır.
Câhiliyenin Allah'ın dinine ve bu dinin müntesiplerine beslediği bu kin, "kendi varlığının, menfaatlerinin, şehevî arzularının ve eğilmelerinin bu yeni ışıktan dolayı tehlikeye düşeceği endişesinden kaynaklanmaktır. O, kendi iç dünyasında haktan ne kadar saptığını hisseder, hevaya boyun eğer ve şehvetlere teslim olur. Işığın yokluğunda gayri meşru bir şekilde ele geçirdiği çıkarlarından, yararlarından ve şehvetlerinden sahih bir inanç yeryüzüne hakim olduğu zaman ne miktarda mahrum kalacağını çok iyi hisseder. Bu konuda câhiliyenin büyüklük taslayan üst tabakasıyla ezilen alt tabaka aynıdır Çünkü her birinin vazgeçemediği/düşkün olduğu menfaatleri, çıkarları ve şehevî arzuları vardır."
İslam dini, hayatı insanların daha önce bilmediği eşsiz bir şekilde inşa edişle yeniden inşa eder. Bu din, bu dünyada her şeyde dikkat çeken, düşünceleriyle, duygularıyla, davranışlarıyla ve ölçüleriyle farklı bir toplum inşa etmek için câhiliyenin bütün ölçülerini altüst eder. Bu durum (eski veya şimdiki) câhiliye tarafından hiçbir zaman kolaylıkla ve gönül hoşluğuyla kabul edilmeyecektir.Hatta buna inatla karşı çıkacak, bütün gücüyle, öfkeyle ve nefretle direnecektir.
Reklam
155 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.