Giysilerinde kendi karlarını taşıyanlar, genellikle iki tipe ayrılır: Iyi giyinmişler ve kötü giyinmişler, ama adalet hakimdir - kar herkese eşit şekilde paylaştırılır.
“ Bana öyle geliyor ki biz onunla, zamanla, biraz karışıklık içindeyiz, bir kargaşa yaşıyoruz, her şey olabileceği kadar iyi durumda değil. Bizim takvimlerimiz geçici ve orada yazan rakamlar hiçbir mana taşımıyor, sahte paralar gibi hiç damgalanmamış. Neden, mesela, Ocak birin arkasında ikinin geldiğini, hemen yirmi sekize geçilmediğini düşünmek hoştur. Genel olarak günler birbirini takip edebiliyorsa, bu şiirsel bir saçmalık- günlerin tespihi. Herhangi bir tespih de yok, günler nasıl hayal edilirse öyle geçip gidiyor, bazen bir anda birkaçı birden. Bazen, gün uzun zaman geçmiyor. O zaman boşlukta yaşıyor insan, hiçbir şey anlamıyor ve ağır hastalanıyor. Hatta ben her insanın kendine has bir yanı, hiçbir şeye benzemeyen bir yaşam takvimi olduğunu söylemek isterdim.”
Evet Roza, evet, diyor öğretmen Pavel, o gece aramızda olanlar bir çölü yakıp kavuran bir aleve, sahibinin yakında öleceğini haber vermek üzere karanlığın içinde birdenbire yerinden düşen bir ayna parçasında yansıyan yıldız kaymasına benzeyecek.
Düzeltmeyin, kasten bu 'geçmiş' sözcüğünü 'merhum' sözcüğü yerine kullanıyorum, kabul edin, ilki daha iyi, daha yumuşak geliyor kulağa ve çok da umutusuz değil.