Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sebastian Junger

Sebastian JungerKusursuz Fırtına yazarı
Yazar
6.9/10
11 Kişi
29
Okunma
1
Beğeni
1.524
Görüntülenme

Sebastian Junger Gönderileri

Sebastian Junger kitaplarını, Sebastian Junger sözleri ve alıntılarını, Sebastian Junger yazarlarını, Sebastian Junger yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karanlık bastığında o kudurmuş dalgaları göremezsiniz, ne darmadağın olmayı istersiniz, ne de dümen köşkünüzün parçalanmasını.
Fırtınalar, soğuk cepheler, kısa dalga olukları tümü er ya da geç üst katman rüzgârları tarafından doguya sürüklenir. Jet rüzgân sabit değildir; başıboş bir yangın hortumu gibi kıvrılır durur, dağlarda yana yatarak, ovanın ortasından dönerek yoluna devam eder. Bu düzensizlikler Kuzey kutbundan ağır, soğuk cepheler ha linde balon gibi süzülen, kıta büyüklüğünde girdaplar doğurur. Bunlara antisiklonlar denir çünkü içlerindeki hava saat yönünde ve dışa doğru akar, yani alçak sistemin aksi yönünde. Bazen bu antisiklonlann hücum sırtları boyunca alçak basınç dalgaları oluşur. arada sırada bu dalgalardan biri kuvvetlenerek büyük bir tınaya dönüşür. Nedeni ve zamanı, bilimin günümüzde dahi çözemediği bir muammadır.
Reklam
Çelik bir teknedeydik ve durum o kadar da kötü görünmüyordu, yeterince rahattık yani. Çelik ahşaba göre daha dayanıklıdır, kimse size aksini iddia etmesin. Aksini söyleyen varsa romantizm aşığıdır. Ama çelik daha hızlı batar. Çelik tekne...Aynen bir çelik yığını gibi batar.
7 Ekim'de arkalarında bir yeniay yükseliyor ve o akşamüstünün geç saatlerine dek tüm gün boyunca ayın solgun görüntüsünün peşinden gidiyorlar. Gün batımı, keskin sonbahar ufkunun üzerinde dans eden kanlı bir pas kızıllığı; akşam karayelle birlikte çöküyor ve yıldızlarla perçinlenmiş bir gökyüzü kalıyor geriye.
Engin denizdeki kılıç tekneleri pek sosyalleşmezler. İnsan sosyal olacaklarını düşünebilir.Tanrım, tüm o boşlukta mı ama onlar genellikle bir barda veya yatakta eşleriyle sosyalleşmeyi yeğlerler.
"Erkekler bunu bir kere yaptılar mı artık gözleri başka bir şeyi görmez olur; bunu severler ve o anda her şeye egemen olur; işte can alıcı nokta da bu. İnsanlar kilise veya Tanrı tutkusuyla yanıp tutuşurlar ya, işte balıkçılık da gerçekten yanıp tutuşulacak bir diğer şeydir. Kimsenin içlerinden söküp atamayacağı bir şeydir bu ve eğer bunu yapmazlarsa mutlu olamazlar."
Reklam
Denizde seher vakti, uçsuz bucaksız siyahlığın içinden gelen gri bir boşluk. "Yeryüzü biçiminden yoksundu ve karanlık vardı derinliğin yüzüne asılı." Bunu her kim yazdıysa denizi tanıyor olmalı dünyanın her sabahki solgun doğuşunu biliyor olmalı, bir dünya ki kesinlikle hiçbir şeyi barındırmayan, tek bir şeyi bile.
Tam önümüzde bize doğru sürüklenen bir tekne var! Mallarınızla alesta durun, ama emri duymadan vurmayın! O an tüm gözler sürüklenen tekneye çevrilmişti. İşte geliyordu, tam tepemize.
Chris ve Bobby birbirlerini karanlık yatak odasına doğru çekiştirerek yatağa uzanıyorlar. Dışarıda, yağmur tıpırdıyor usulca, Chris'le Bobby okyanus görmeseler de kokusunu alıyorlar, tüm yarımadaya yayılan ve ona denizin bir parçasıymış gibi sahip çıkan, nemli bir tuz ve yosun çeşnisi. Yağmurlu günlerde bundan kaçarınız yoktur, nereye giderseniz gidin ciğerlerinize bu kokuyu çekersiniz ve işte bu da öyle günlerden biri.
İnsanlar kendilerini öldürebilecek işlerle meşgulken sık sık böyle önsezilere kapılırlar ve ticari balıkçılıkta halen ülkedeki en tehlikeli uğraşlardan biri önsezilerin soluğu insanların ensesinden eksik olmaz. İşin sırrı bunlan dinleyecek doğru zaman bilmekte gizlidir.
32 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.