Selahattin Çelik, kitabının alanında tek olduğunu öne sürerek diğer din önderleri ile Hz. Peygamber'in hayatını mukayese ederek ortaya yeni analizler çıkarmaya çalışmıştır. Modern kelimesinden hoşlanmadığı için çağdaş bir siyer çalışması ortaya koymaya uğraşmış diyebiliriz. Peygamber kelimesini sadece semavî din önderlerine değil, “haber getiren” şeklindeki etimolojik anlamından dolayı diğer dinlerin önderlerini de bu kelimeyle vasıflandırmış.
Açıkçası eseri alırken çok heyecanlıydım. Çünkü bu konuda farklı bir çalışma görünce sevinmiştim. Kitabı okurken çoğu yerde anakronizme rastlamam beni hayli rahatsız etti. Üstelik günümüzdeki siyasî meselelere geçmiş olaylar üzerinden gönderme yapması da eserin akademik kaygısını azaltmış.
Yazar, Marksist bir tarih yazımı var gibi hissettirdi. Düşünce yapısı olarak bu akımı benimsemiyor olabilir ancak bir zümrenin değerlerine dokunarak eleştirel bakış açısı getirdiği zannına kapılmış. Bu yüzden sahabîlere bazen gereksiz yükselmiş. Özellikle Hz. Ömer hakkında olumlu durumlarda dahi olumsuz yorum ve yakıştırmalar yapması bana zorlama bir yaklaşımmış hissini verdi.
Kitabın içinde değerli bilgiler ve önemli tespitler de var. Zaten konusu itibariyle okunmaya değer olduğunu da ispatlıyor. Ama bu kusurları da küçültüp yok saymanın bir anlamı olmaz.
Kitabın hacmi 700 sayfa civarında olduğundan okurken gözümü korkuttu ama yazarın üslubu akıcı idi. Bundan mütevellit eseri okurken zorlanmadım. Zaten konusundan dolayı da okumak için motivasyonum kitabın başından sonuna kadar sürdü.