1984 yılında Bodrum’da doğdu. Bodrum Anadolu lisesi sonrasında ise Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya fakültesi Arkeoloji bölümünden mezun oldu. İnstagramında kendi çektiği fotoğrafların Hikayeleri ile başlayan yazma macerası daha sonrasında basılı ve online mecralarda hikayeler yazarak devam etti. İlk kitabı ‘Uykusuzluk Hikayeleri’ Kasım 2021 yılında Ekişi Karga yayınlarından çıktı.
Ellerindeki çamuru yıkadı gözyaşlarıyla.
Çamur ellerinden yere aktı.
Ona insan dedi,
İnsan cevap vermedi.
Bir sihirbaz düşün kendini çıkaran kocaman fötr şapkasından.
Kimi hikayeler sanırım yalnız yazılmak zorunda. Başka insanlar o hikayelerin içerisine girdiler mi hikaye iyiden iyiye karmaşık hale geliyor. Peki neden insan en çok bu hikayeleri
Öykü kitabı ama bence roman tadında. Her biri birbirinden bağımsız ama aslında bir o kadar da bağlı 69 hikaye var. En beğendiğim diye ayıramadığım hepsi birbirinden değerli 69 hikaye.. Kadını bu kadar naif tarif ettiği ve ikili ilişkileri bu kadar derinden anlattığı için yazara teşekkür etmek istiyorum. İnsan ilişkileri keza öyle.. Yazarın kelimelerle dans ettiği instagram hesabına baktığınızda bazı insanların yazmak için doğduğunu görürsünüz:) Selçuk Karadağ “yazmasam deli olacaktım” diyen Sait Faik gibi kalemini öpmeli ve hep yazmalı..
~"Zamanın elimizden alabileceği tek şey yaşımızken, nedir zamana bu kadar çok şey verme çabası."
~"Aşk her şeyi bildiğini sanmak, sevmek ise öğrenmektir."
~"Gidenin sebebi vardır ama kalanın sebebe ihtiyacı yoktur."
~"Bir bıçakla seviştiğin zaman ona seni kestiği için kızamazsın."
~"Gerçekleşmeyeceğini bildiğin bir hayali düşlemek ne acı..."
~"Bir kır kahvesinde içilen ilk çay gibiydi hayat."
~"Geçmişimize ortak ederken, geleceğimizden çıkartıyoruz sevdiklerimizi."
~"İnsanoğlunun kırılan en kolay parçası, hayalleridir."
~"Her insan kendi müziği ile dans etmeli derken, siz her insana gelmiş kendi müziğinizi dayatırken farketmiyor musunuz hiç dünyadan notaların eksildiğini?"
~"Her tanışıklık bir köktür."
Birbirinden farklı, duygu yüklü ve mesaj veren birbirinden güzel öyküler okudum. Arada metaforlarla süslenmiş olması okurken alıp götürüyor. Favori bölümlerim oldu tabi ki. Çarpışma bölümünde ki Cengiz'le Seda'nın diyalogları ve orada belirtilen inceleri çok sevdim. Yansıma bölümünde ki Ali, Bazı Dudaklar Zehirlidir kısmında ki sayıların detayları ilmek ilmek işlenmiş kurguya. Bolca alıntı biriktirdiğim ve öyküye doyduğum bir kitaptı. Okuyacak bir şey bulamasam ve bu kitaptan rastgele sayfa aralayıp herhangi bir öyküsünü okusam yine de ilk defa okumuşum gibi keyif alırım. Birbirinden güzel, anlamlı hikâyeler okumak isterseniz #uykusuzlukhikayeleri kitabını kesinlikle tavsiye ediyorum.
"Sen her gördüğün cesede 'nasıl?' diye sorarken bana 'nasılsın?' demeyi bıraktın. (...) Ben zamanla ceset olmayı seçtim sırf benimle de konuş diye." diyor kitabında sevgili Selçuk Karadağ.
Kanat bir ilk roman. Sosyal medya üzerinden tanıma fırsatı bulduğum ve kitabının çıkış sürecini takip ettiğim bir yazarı olduğu için de hemen temin edip okuduğum bir roman.
En sevdiğim tür olan polisiye türünde yazılmış olan roman tam da buna uygun olarak bize sanki mini bir polisiye dizi tadında atmosfer sunuyor. Sınırları aslında başından belli. Sen beklentiyi çok yüksek tutma, ben sana yeteri kadar olanı vereceğim diyor ve bunu da sağlıyor. Gelişme bölümünde gereksiz yere merak uyandırmak adına fazla dallanıp budaklandırmadığı öyküyü sonucunda rahatça toparlıyor.
Kolay okunur diyerek haksızlık etmek istemiyorum ; dilinin akıcılığı, tekrardan uzak oluşu, hikayenin hassaslığı, bölümler arası geçişlerin başarısı oldukça iyi. Ben nacizane azıcık da gerilim dozu istedim, yalan yok.
Başkomiser Hikmet karakterini özellikle beğendim. Dilerim zamanla bir Başkomiser Nevzat, Başkomiser Perihan, Dedektif Remzi gibi serilere ulaşır yazarımız ve devamlılığı olur kaleminin.
KanatSelçuk Karadağ · Kitap Müptelası Yayınları · 202327 okunma