Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şerafettin Yamaner

8.8/10
4 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
1.008
Görüntülenme

En Beğenilen Şerafettin Yamaner Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Şerafettin Yamaner sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Şerafettin Yamaner kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunun yanında, konuşulan Türkçe’nin temel sözlüğünde temel bir yeri olan sözcüklerin bile, salt Arapça ve Farsça olmaları yüzünden dilden atılmak istenmesinin de, dili arılaştırmadan çok yoksullaştırdığı ileri sürülmüştür. Bu nedenle, 1935’de verilen yeni bir direktifle, uydurulan yeni sözcüklerin zorla kullanılması durdurulmuş, buna karşın alışkın olunan ve vazgeçilmez birçok Arapça ve Farsça sözcüğün ise daha bir süre dilde kalmasına ve ulusallaştırılmasına izin verilmiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Türk Medeni Kanunu ile Türk kadınına sağlanan haklar, bir önceki yüzyıl Avrupa’sında olduğu gibi, kadınca bir mücadele sonunda kazanılmış değildir. Bu haklar dünya tarihinde ilk kez istenmeden, hatta istenilmesi akıl bile edilmeden kadınlara verilmiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Anadolu’ya hakim olmak isteyen Şah İsmail’in Türkçe konuşup yazması, Türk Anadolu’ya egemen olan Yavuz Selim’in Arapça ve Farsça okuyup yazması ilginçtir. Prof. İzzettin Doğan halkın Şah İsmail’i daha kolay anladığı için onu daha fazla sevdiğini, Yavuz’un da bunu önlemek için, Çaldıran Savaşı’nı çıkardığını ileri sürmektedir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Namık Kemal de, Türkçe’yi Latin harfleriyle yazma konusunda bazı düşünceler ileri sürmüş ancak İslam Birliği yanlısı olduğu için Arap harflerinin bırakılması yönünde kesin bir tavır koymamıştır. Şinasi ise, “bizim dilimiz Türkçe’dir. Arapça kurallara uymak zorunda değiliz,” demiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Atatürk’ün 1930’da Sadri Maksudi (Arsal)’nin “Türk Dili İçin” başlıklı kitabına kendi eliyle yazdığı “ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” şeklindeki sözleri, dil çalışmalarının itici gücünü oluşturmuştur.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Atatürk Dönemi toplumsal ve kültürel değişim hareketleri, Osmanlı dönemindeki “ıslahat” ya da “reform” adı altında yapılan yüzeysel düzeltimlerden farklı olarak siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel yapısıyla Türk toplumunu bütünüyle değiştirmeyi öngören eylemler dizisi olmuştur. Amaç, toplumsal yapısı çağdaş batılı toplumların çok gerisinde kalmış Türk toplumunu, geri kalmışlık koşullarından arındırmak, geleneksel ve dinsel kalıplar içinde sıkışıp kalmışlığından kurtarmak ve çağın bilim, kültür ve yaşam düzeyine getirmekti. Bu amaca ulaşmak, Türk toplumu için bir tercih sorunu değil, olması gerekeni olur duruma getirme zorunluluğu idi.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Ulusal Tarih
Atatürk, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Tanzimat’a kadar süren devirde, İslamlık temeline dayanarak oluşturulan “ümmet tarihi” ve Tanzimat Dönemi’nde, bu tarihe paralel olarak geliştirilen ve başlangıç olarak Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu alan “devlet tarihi” anlayışını reddetmiştir. Çünkü bu tarih anlayışları Türk toplumunun tarihi ve kültürel köklerini yok saymakta, yönünü saptırmaktaydı.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında resmi dil tartışmaları.
Çeşitli etnik topluluklardan oluşan Osmanlı İmparatorluğu’nda da resmi dilin Türkçe olması gereği savunulmuştur. Meclis’i Mebusan’ın 42. toplantısında “burası Memalik-i Osmani’dir ama dili Türkçe’dir,” önermesi her ulustan milletvekili tarafından kabul edilmiştir. Aleyhte olanlar bile görüşlerini kürsüden Türkçe konuşarak yapmışlardır. Bir Ermeni milletvekili “Biz Osmanlıyız, Türk değiliz.” demesine rağmen resmi dilin Türkçe olduğunu savunmuştur. Kozmidi Efendi ise, “Osmanlı Devleti’nin resmi dili Türkçe’dir. Bu inkar edilemez bir gerçektir,” demiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Mustafa Kemal, erkek kıyafetine yönelik eleştirilerini kadın kıyafetine karşı da göstermiştir. Ancak bu konuda yasal bir zorlamaya gitmemiştir. Türk toplumunu iyi tanıyan ve büyük bir gerçekçi olan Atatürk, dinsel temaya dokunduktan sonra (laiklik, tekkeler vb.) bir de insanın ailesinin, “namahrem”e yasa zoruyla “açılmasını” tehlikeli saymış olabilir.* Bununla beraber, bazı yerlerde çarşafa karşı belediye yasakları konmuştur. *Afgan kralı Emanullah Han’ın düşmesi üzerine, Atatürk’ün “Ben ona bu konu (kadınların açılması) ile fazla uğraşma demiştim,” dediği anlatılmaktadır.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Karar alırken duygusal değil; yine akılcı davranan bir Atatürk.
Falih Rıfkı Atay, Mustafa Kemal’in, Medeni Kanun’la Türk kadınına Batı kadınının bütün haklarını vermesine, onun hür ve erkekle eşit olmasını istemesine, Türk kadınının aşağılık duygusundan kurtarılması görüşünde olmasına rağmen, kadın anlayışında pek Batılı olmadığını söyler. O’nun son derece kıskanç olduğunu, hatta hanımların tırnaklarını boyamasını bile istemediğini ifade eder. Atatürk’ün —kendi ilişkilerinde— bırakınız yabancı erkekle evlenen Türk kadınını, yabancı uyruklu kadınla evlenen Türk erkeğine bile tahammül edemediğini belirtir. O’nun kendi koyduğu kanunun sonuçları ile karşılaşmak gerektiğinde; “—Bize göre değil ha, çocuklar....” diyerek kişisel duygusunu açığa vurduğunu söyler.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
91 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.