1978’te Manisa’da doğdu. 11 yaşına kadar şehir şehir dolaştı. Ergenliğini İstanbul Lisesi’nin askerî disipline sahip olmasıyla bilinen erkek yatakhanesinde geçirdi. Devrecilik, yat-kalk zili, karavana ve dayak ile orada tanıştı. Boğaziçi İşletme’yi kazandı; ama beceremedi. O yüzden gene aynı üniversitede Sosyoloji Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. Türkiye’de askere gitmeyen erkeklerin iki yüksek lisans yapması TSK tarafından yasaklanmış olmasına rağmen çeşitli taklalar atmak suretiyle London School of Economics’te ikinci bir yüksek lisans yaptı. 2012 yılında The Open University’nin Coğrafya Bölümü’nde doktorasını bitirdi. “Askerler Anlatıyor” isimli sitenin kurucusudur. Askere hiç gitmedi. Silahlı insanların/kurumların barıştan dem vurmalarına, huzur sağlıyormuş gibi yapmalarına hâlâ alışamadı. 2013 itibariyle Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor; öğrencilerini askerlikten soğutuyor, suç işliyor.
Çocukları pamuklara sarmamızın ne imkanı ne de gereği var. Ancak yetişkin dünyasına hazırlamanın en iyi yolu filtresiz bir aktarım da olamaz. Bir sonraki nesle el vermenin en zor tarafı galiba bu dengeyi tutturmak. Hazır bir formül yok
Filmlerde ve diğer kurmaca eserlerde hikayenin kahramanları genelde erkek oluyor. Kadınlar daha az konuşuyor, karar alırken daha az gösteriliyor. Yapılan bir araştırmada 2007-2014 arasında yüksek gişe hasılatı yapmış dünyanın dört bir tarafından 700 film incelenmiş. Bu filmlerde öyle ya da böyle bir cümle etmiş olan toplam 30.000 karakterin % 70'i erkek. Kadınların erkeklerden daha çok konuşabildiği, hikaye akışının merkezinde durdukları filmler oldukça az. Konuştukları zaman da ne konuşabildikleri ayrı bir mevzu.
3 yaş çocuklar için biraz uzun bi kitap. Ve anlayamayacakları cümleler, kelimeler var. +6 yaş için uygun bence. Çizimler çok güzel, korkutucu değil. Ana fikir gayet anlaşılır şekilde verilmiş. Her çocuğa okunmalı.
Yıllarca masalları sevmediğimi düşündüm. Oysa çocukken cilt cilt masal kitabım vardı,büyük keyifle ve tekrar tekrar okurdum. Sonra büyüdüm. Masallar beni rahatsız etmeye başladı. Nasıl rahatsız etmesindi ki? Fiziksel olarak çirkin resmedilenlerin aynı zamanda kötü çıktığı, kadınların erkekler tarafından kurtarılmayı beklediği, en önemli niteliklerinin güzellik olduğu, prensesle yahut prensle evlenmenin hayattaki en büyük ödül sayıldığı, cadıların, kurtların, devrenin onları anlama çabasına girmemiz gerekmeden kolaylıkla telef edildiği bir dolu masal var. Hatta kimisi bir hayli rahatsız edici istismar örnekleri ile dolu.
Mesela dev sırf dev diye yani bize benzemiyor ve belki biraz tuhaf görünüyor diye neden onun kötü olduğunu en baştan var saymamız gerekiyor. Neden ?
Sezai Ozan Bey " Masallarla Konuşmak" kitabında bu ve buna benzer birçok konuya değiniyor. Kitap kapağında yazdığı gibi özetle büyükler için masalları anlama ve anlatma kılavuzu. Kitapta birçok sözlü ve yazılı kültür eleştirilmekle beraber cümleler havada kalmamış, karşılığında birçok alternatif de sunulmuş.
Kitapta en çok hoşuma giden kısımsa anlatılan her konu sonrası örnek bir masal konulması.
Masallara ilgisi olanların bir çırpıda okuyup çokça zevk alacağını düşündüğüm bir eser. Şimdiden keyifli okumalar.
Fırından çıkmış taze ekmek kokusu insanın nasıl mest ediyorsa yeni bir kitapla tanışınca aynı hissiyatı yaşıyorum.Bu tatlı mı tatlı çizimleri olan; tüm kibirlilere, kendini eşsiz sananlara, burnu böyle havalarda olup dünyadaki tüm güzellikleri kaçıranlara yazılmış olmalı diye düşündüren bu tazecik çıtır çıtır kitabı da bizlerle paylaştı,tabiki küçücük olsa da kalbinde hala iyilik ve merhamet taşıyan birileri siz sakın kimseleri küçük görüp kalbini sakın ola kırmayın.Çizdiği çok lezzetli bir kitap. Gerek çizimler gerekse içerik bence on numara. Ben sevdim o zaman siz de seveceksiniz!!! O kadar