Siren Bora

Siren BoraAnadolu Yahudileri: Ege’de Yahudi İzleri yazarı

Yazar

10.0/10

5 Kişi

Okunma

Beğeni

731

Görüntülenme

Hakkında

Dr. Siren Bora, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden 1983 yılında mezun oldu. 1985-1988 yılları arasında Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1990-1993 yılları arasında burslu olarak gittiği Kudüs İbrani Üniversitesi’nde, üniversite tarafından verilen İbranice derslerine devam etti. 1993 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde İzmir Yahudileri Tarihi üzerine doktora derecesini aldı. Şu anda İzmir ve çevresindeki Yahudi topluluklarının tarihi üzerine araştırmalar yapmakta ve akademik makaleler ve kitaplar yayınlamaktadır.

Unvan:

Yazar

Doğum:

İzmir, Türkiye, 1962

Okurlar

2 okur beğendi.

9 okur okudu.

12 okur okuyacak.

Reklam

Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör

Zeki Çevik

@zkcevik

24 Ocak 2021 12:58

Sardis, İsa’dan önceki yıllardan itibaren önemli bir tekstil üretim ve ihracat merkezi idi. Palto ve halı üretimiyle tanınmıştı. İhracat ve ithalat yaptığı için Ege limanları ile sıkı bir ilişkisi vardı. İhraç ürünleri, Kral yolu üzerinden Ephesos’a ve oradan da limana ulaştırılıyordu. Ya da, Gordion’a ve Ankara’ya, buradan da Kapadokya üzerinden Kilycia Kapıları’na, Fırat’a ve Dicle’ye geliyor; Assyria üzerinden Susa’ya gönderiliyordu. Yol boyunca inşa edilen konaklama yerleri ve posta istasyonları, ticaret kervanlarının yolculuğunu kolaylaştırıyordu. Antik Dönem’de yoğun kullanımı olan bu yol, Roma Dönemi’nde genişletildi. Eni 18 metreye ulaştı. Sütunlu bir Roma caddesine dönüştü. Bizans Dönemi’nde yol kenarlarına dükkanlar ilave edildi. Sardis’in stratejik coğrafi konumu, aynı zamanda onu önemli bir askerî ve idarî merkez haline getirdi. Bu yüzden her daim Batı Anadolu’nun göz bebeği oldu.

Kitabı okudu

Anadolu Yahudileri: Ege’de Yahudi İzleri Siren Bora

inaktif

14. yüzyıl veba salgınları ile başlamıştır. 1348 yılına kadar milyonlarca insanın ölümüne neden olan bu salgınlar, onlarla mücadele fikrini de beraberinde getirmiştir. Alınan en önemli ders ise; salgınlarla mücadelenin, sınırlama öngören yaptırımlarla sağlanabileceğinin anlaşılmasıdır. Bu bağlamda Avrupa'da bir dizi önlemin alındığı gözlemlenmektedir. İlk olarak Venedik'te 1348 yılında bir sağlık komisyonu kurulmuş ve bu komisyon, salgın hastalıklardan ölenlerin özel yöntemlerle kaldırılıp defnedilmesi ve dışarıdan gelen yolcularla ilgili alınacak koruyucu önlemleri içeren yetkilerle donatılmış ya da görevlendirilmiştir. 1377 yılından itibaren ise Raguza'da (Dubrovnik -Hırvatistan'da), deniz yoluyla gelen yolcuların kentten ve limandan uzak bir yerde 30 gün kalmaları (tecrit) zorunluluğu getirilmiştir. Süre sonra 40 güne uzatılacak ve 40 sayısının İtalyanca karşılığı olan "quaranta"dan türetilmiş olan bir kelime: "karantina" kullanılmaya başlanacaktır.

Sayfa 67Kitabı okudu

Hahambaşı Hayim Palaçi (1788-1868) ve İzmir Yahudileri Siren Bora

Reklam

İletiler

Tümünü Gör

W Rand

@berkayu

04 Mart 23:07

Taptığım Putlarım Bunlardır

Aşağıda bir liste vereceğim. Bu kişiler benim için idoldür, puttur, birlikte ortak koşarım. 2700 küsür okumadan sonra hala bir kitabını gördüğümde heyecanlandığım ve okumak istediğim yazarları listeye koydum. Okumadıklarımı koymadım, bir sıralamaya göre yazmadım. Aynı zamanda tavsiyelerimdir, buyurun: KURGU:

devamını oku

inaktif

@MoizK

28 Ağustos 2018 02:29

1000Kitap

Türkiye ve Yahudilik

(Değerli arkadaşlar, okuduğum kitaplardan faydalı ve okunmaya değer bulduklarımı konularına göre ayırarak seriler halinde sizinle paylaşmak istedim. Kitapların değerlendirmesi tamamen kendi fikrime göredir, katı sağlamak isteyen olursa bana iletebilir; zira eklerken atladığım, görmediğim veya henüz okumadığım güzel kitaplar olabilir. İyi okumalar dilerim!)