Felsefe ve bilim!
İnsan, varoluşuna ''neyim'', ''neredeyim'', ''neden'' gibi soruları sormaya başladığından beri felsefe ve bilim sürekli değişmeye ve gelişmeye başladı. Bilim, varoluşumuzun nedenselliğinin açıklanabilir kısmını oluştururken, henüz açıklayamadığımız kısmı felsefenin savaşım alanı olmakta.
İnsan, belirsizliği sevmediğinden mi net cevapların peşine düşüyor yoksa arayıp da buldum sandığı cevaplar mı onu belirsizliğe itmekte? Kitap, özünde bu soru üstüne düşünmeye itiyor insanı. Elbette bir cevap aramak için değil nedenselliğini kavrayabilmek için. Çünkü her aranan cevap beraberinde psikolojik rahatsızlıkların kaynağındaki ortak bileşeni, yani kaygıyı ortaya çıkarmakta, çelişkiler içinde insanı boğmakta...
Belirsizlik ve çelişkiler hayatın kendisidir. Bu değişmez durumu kabullendikten sonra hayata dair öğrendiğimiz her yeni bilgi ile ne kadar bilmediğimizi fark edip, varoluşumuzun derin sancılarını bir o kadar dindirebiliriz.
Kitapta bu nedensellik ilkesinin, hem romandaki hem edebiyattaki hem sanattaki hem de bilimdeki etkisini işleyerek düşünürlerin aradığı cevapları, konu üstüne düşünceleri ve sorgulayış yollarını anlatıyor. Ancak en nihayetinde Neden sorusunun kafa kurcalayan etkisi kitabın sonunu getirmiyor. Bir noktada bitiyor sadece.
Her yönüyle insanı düşüncelere iten muazzam bir kitap. Akıcılığı da buna ön ayak oldu diyebilirim. Felsefe okurları için tavsiye ederim, keyifli okumalar.
