Padişah, muhakkak ki siyasi gelişmeleri ve neticelerini önceden tahmin etmiş olmalıdır. Abdülhamit sertliğe gitmedi. Olayların gidişine tevekkülle boyun eğdi. Meşrutiyet’in ilk günlerinde “İşte, biz de bir akıntıya kapıldık gidiyoruz ve gideceğiz. Allah sonunu hayırlı etsin.” deyişi bu teslimiyet ruhunu ifade eder.