Vicdanın bile isyan ettiği öyle sahneler yaşanır ki kimse"yasak!"kelimesinin kudreti karşısında bir şey yapamazdı.Burada yasak kelimesi aşılması mümkün olmayan, yaratıcının bir emri gibi insanın yüzüne çarpılır.
Gerçek bir hayat hikayesi olması,yakın tarihimiz ile ilgili siyasi bilgiler içermesi ilgi çekici olabilir ama daha profosyonel bir anlatım dili olabilirdi bana dili sıkıcı geldi.Ayrıca okudukça hapishanelerdeki uygulamaların insanlık dışı olması beni derinden yaraladı. Adaletin bir ayağının sakat olduğu bir yerde kim suçlu pekte fark etmiyor...
Kitabın ismi "Sözün bittiği yer" mi olmalıydı yoksa “Özgür Tutsak" mı veya "Esaretin penceresinden" mi bilemem ama "İşi bittiyse ölmeli insan" olmamalıydı. Çünkü kitap nerdeyse 24 senenin 24 saati zindan duvarlarını özgürlük bahçesine dönüştüren, orada da mutlu olunabileceğini, sağlam ve dik durmanın mümkün
Kitap cezaevi anılarından oluşuyor. Sol kesimin tekelinde olan bu sahada farklı bir kitap. Bu sefer dindar insanların cezaevi yaşantısı anlatılıyor.
Solcuların bu türden eserlerinde hep propaganda var. Bu eserde propaganda yapmak için insan feda edilmiyor. Mahkumların insanî yönünü ön plana çıkıyor.
İç muhasebe ve ön yargılardan kurtuluş.
İçerde bir Müslümanca yaşayışın mücadelesi.
Yakalanma
Hastanede yatış ve tedavi
Anne ve babanın çaresizliği
Sorgu
Yarı ölü cezaevi önüne bırakılış
Hayata dönüş
Cezaevi yaşantısı
İç muhasebe
Ön yargılardan kurtuluş
Mahkumların hayatı
25 yıl
Ve
Özgürlük
Cümle yapılarında biraz sıkıntı olsa da. özünde iyi bir eser.