Thomas Ligotti çağdaş bir Amerikan korku yazarıdır. Yazılarının birçok edebi türden kaynaklandığı kaydedildi - en belirgin garip kurgu - ve genel olarak birçok eleştirmen tarafından genellikle gotik kurgu geleneğinde kısa öykülere ve romanlara dönüşen felsefi korku eserleri olarak tanımlandı.
İnsan bir süre sonra körleşip kayıtsızlaşıyor. Bazen ben de böyle oluyorum ama tam da konforlu bir kayıtsızlığa gömülmüşken insanı şöyle güzelce sarsacak bir şey oluyor.
Gözleriyle ilgili olarak ne fark ettiğimi ya da ne fark ettiğimi sandığımı tahmin edersin; sabit bakışlarında ıslak bir pırıltı olarak algılamamı istediğin şeyi. Çarşambanın çocuğu elemlidir! (1)
(1) Doğduğu günün bir çocuğun kaderini ve karakterini belirleyeceği hakkında bir çocuk şarkısı. (Ç.N.)
Kitap, "Uyurgezerlere, Uykusuzlara ve Ölülere Notlar" adlı üç kısımdan ve 16 hikayeden oluşuyor. Açıkçası, biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. Bunun en önemli sebebi, hikayelerin çok kısa ve sürükleyici olmamasıydı. Kitabı zar zor bitirdim. Diğer bir beğenmediğim kısım ise, tüm hikayelerde olay örgüsünün mekan betimlemelerinin gölgesinde kalmasıydı. Hikaye bittiğinde, "ben ne okudum?" demeniz muhtemeldir. Beğendiğim noktalardan biri ise, yazarın oldukça yaratıcı olması ve hikayelere varoluş sancısını güzel bir şekilde serpmesiydi.
Kitap uyurgezerlere düşler, uykusuzlara düşler ve ölülere düşler olarak üç bölüme ayrılıyor ve benim en beğendiğim bölüm ölülere düşler kısmında yer alan öykülerdi. En beğendiğim öykü ise “Bir Mankenin Rüyası” oldu çünkü diğer öykülere nazaran hem anlaşılır bir dili vardı hem de gerçekten belirli bir korku seziliyordu ama bazı öykülere gelecek olursak onlar için bu geçerli değildi. Hatta bazı öykülerden ürpermeyi geçtim anlaşılır bir hava bile sezilmiyordu. Bu yüzden kitaba esas puanım 6.5 ama burada yarım puan olmadığı için genele bakarak 7 puan verdim. Farklı farklı bölümler ve öykülerden oluştuğu için okunulabilir bir kitap olduğunu düşünüyorum bu yüzden daha aşağı bir puanı haketmiyor ama kesinlikle bir Poe vs. kadar etkileyici olmadığını düşünüyorum.
Hayalperest Ölünün Şarkıları, Çağdaş Amerikan korku edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Thomas Ligotti'nin ilk kitabı. Ligotti'nin yapıtları 'korku' ve 'gerilim' romanları yerine daha çok 'tekinsiz kurmaca' (weird fiction) olarak tanımlanıyor. Kitaptaki öyküler sıradan durumlarla başlıyor ve akıl karıştırıcı bir hal alarak yavaş yavaş gerçek zamanın dışına çıkıyor, akıl sınırlarını aşıyor, ölüm ile yaşam çizgisi değişerek silik bir hal alıyor. Öykülerin sonları ise açık bir sonla, tam da gerçekliğin değiştiği gizemli anda bitiyor. Yazar kitabın bazı yerlerinde öykülere ara verip korku yazını üzerine açıklamalar yapmış. Edgar Allan Poe severler kitaplığında Ligotti'ye de yer vermeli.