Katolik keşiş, yazar. 1915'te Fransa'da doğdu; çocukluğu ve ilk gençliği Fransa, İngiltere ve ABD'de geçti. Columbia Üniversitesi'nin İngiliz Dili Bölümü'nde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. Agnoticism'e (bilinemezcilik) inanırken, Katoliklik olmaya karar verdi ve bir Trappist Manastırı'na girdi. 1948'de yazdığı otobiyografisi The Seven Storey Mountain (Üç Katlı Dağ) bestseller oldu ve Merton'ı bir Katolik halk kahramanı yaptı. Yaşamının son yıllarında toplumsal sorunlarla ilgilendi, 1960'lann savaş karşıtı hareketlerine katıldı. Kilisenin de izniyle bir süre inzivaya çekildi. Doğu mistisizmine duyduğu ilgi nedeniyle 1968'de çıktığı Uzak Doğu seyahati sırasında, Tayland'da dini bir konferansa katıldı. Ancak otel odasında elektrik çarpması sonucu yaşamım yitirdi. MOHANDAS MAHATMA GANDHI: 2 Ekim 1869'da Hindistan'ın Porbandar kentinde doğan Mohandas "Mahatma" Gandhi, bağımsız bir Hint Devleti kurma yolunda şiddet dışılık, barış ve birlik adına mücadele veren bir dava adamıdır. İngiltere'de hukuk eğitimi gördükten sonra, Güney Afrika'da avukat olarak çalıştı ve burada yaşayan Hint işçilerini ırk ayrımcılığına karşı korumak için uğraştı. 1914'te Hindistan'a dönünce ilk defa Güney Afrika'da uyguladığı satyagraha (şiddet dışı direniş) ve ahimsa (şiddet dışılık) ilkelerini Hindistan'da da yaygınlaştırmaya çalıştı. Hedefi, şiddet dışı sivil itaatsizlik yöntemleriyle Hindistan'ın sömürücü İngiliz İdaresinden kurtulup bağımsızlığına kavuşmasıydı.
Batının rotası belli olmayan "İlerleme" yolculuğunda Beyaz Adam'ın kendisine biçtiği "Vasi" rolünü kabul edenler,müstemleke müfettişi gibi dolaşan Siyasi Palyaçolardır.Yani vicdanın onaylamadığı çıkar ve ayrıcalıklara sahip olan "Medeniyet(in)" yanılsamalarıdırlar.Perspektiften yoksun,Bilgeliği olmayan Bilim'e sahip olduklarından,Materyal Evrenin Aklıcı Anlamına nüfus edemezler.Çünkü;İnsanın varlığı tek başına bir şey ifade etmez! Kısacası bu dünya için yükten başka bir şey ifade etmezler.Bir de Aşmamamız Gereken Sınır Çizgisi'ni tanımlayıp,iyileşmiş olanların bile hala bazı yaralar taşıdığı konularda "Beyaz" gibi düşünüp "Bir Zenci" gibi kalabilmeyi başaran "Çoğunluktaki Zayıflar" vardır.Onlar ki,Davaya Adanmışlara özgü aşırılıklardan ziyade Kişinin "Doğru Aklını" yeniden kazanması için gerekli olan Temel Hükümler'e yönelip insan doğasının hakikati ile derin bir ilişki içine girerler.Bu sayede herkes için gerçek özgürlüğü elde etmek isteyerek,kendi içlerindeki gerçekliği özgürleştirirler.Bu da Hale etkisi yapar ve Evrensel Gerçekliğe Şehadet Olarak Yapılan Eylemler doğurur."Çoğunluktaki Zayıflar"dan biri olarak yaşayıp,sonunda da "El Yerine Vurulan" GANDHI'nin hala dokunmakta olan Toplum Kumaşı için önerdiği Şiddet Dışı "Kanunsuzluklar" anlatılıyor.