Eser psikolojik bir konu üzerine inşa edilmiş...
Sanrılar, rüyalar ve gerçeklik içinde, kendi ekseninde dönen Akın uyandığı her gününün hangisinin gerçek olduğuna karar verememekte. Hatırladığı isimler geçmişinde olan kişiler fakat o kimin kim olduğunu hatırlamakta zorluk çekse de sevgilisini unutmayıp onun hakkındaki bilgilerinin gerçeklikten uzak olmakla birlikte, hangisinin sanrı ve rüya olduğuna karar veremese de, sevgisini yüreğinde taşıyarak aşkına tutunarak hayatına yön vermeye çalışmaktadır...
İnsan beyninin nelere gebe olduğu konusunda bilim insanları hala araştırmalarını sürdürürken, bilinmezliğin üzerine nakış nakış işlenmiş olan eserin kurgusu, sayfaları merakla çevirmeme sebep oldu...
Eserin kapak resmi içerikle bütünlük sağlamış. Tolga Sarıaslan'ın ilk kitabı olan "Aile Bakkaliyesi" adlı eserini de keyif ve beğeni ile okumuştum. Yazarın yazım dili sade ve akıcı. Edebi, sorgulayan bu eseri herkesin okumasını tavsiye ederim...
"Hatıralar işte. İnsanın aklına bir yerinde saklı kalıyorlar anne..."
Hiçbirisi unutulmuyor.
Sadece saklanıyorlar...
Işıkları kapatıp, bulunmamak için dua ediyorlar.