Hürriyet gazetesi yazı işleri müdürü ve 1992 yılından itibaren köşe yazarı görevi yapmaktadır.
Tufan Türenç, 1945 yılında Bursa’nın Yenişehir ilçesinde doğmuştur. Ailesi Bulgaristan’ın Deliorman bölgesi Tırnova’dan Türkiye’ye göç etmiştir. Tufan Türenç’in babası ise Kilis, Urfa, Siverek, Hilvan, daha sonra Afyon olmak üzere Anadolu’nun bir çok yerinde hizmet etmiş doktor Niyazi Türenç’tir. Annesi Necdet Hanım’dır. 5 yaşına kadar babası ihtisas eğitimi için İstanbul Aksaray’da Hastanede olduğundan 1950 yılına kadar İstanbul’da yaşamışlar ve sonra Afyon’a tayin olmuştur. Çocukluğu Afyon’da geçmiştir. İlkokulu Afyon Dumlupınar ilkokulunda okudu. İlkokuldan sonra yatılı olarak okuduğu İstanbul’da Saint Benoit Fransız Lisesi’nden 1964 yılında mezun oldu. Doktor babasının ‘‘sakin yapılısın oğlum, haksızlığa uğradığında beklenmeyen tepkiler gösteriyorsun, memur olamazsın’’ uyarısı üzerine SBF’yi kazanmasına karşın Nişantaşı’ndaki özel eczacılık okuluna kayıt yaptırır. Bir yıl okuduktan sonra vazgeçer; bu kez ‘‘Gazeteci olacağım’’ der. Fındıkzade’de Gazetecilik Okulu’na girdi. Gazetecilik Yüksek Okulu’nu bitirdi.
10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ortaokul yıllarında Afyon’dan mahalle arkadaşıdır. Tufan Türenç, askerliğini ise Selimiye 1. Ordu Komutanlığı Muhafız Bölüğü Kışlası’nda yaptı.
Gaetecilik mesleğine 1968 yılı sonunda stajyer muhabir olarak Milliyet gazetesinde başladı. 1986 yılına kadar Milliyet gazetesinde 18 yıl aralıksız çalıştı. 1986 yılında Trabzonspor’un eski başkanlarından iş adamı Mehmet Ali Yılmaz’ın sahibi olduğu Güneş gazetesine geçti, iki yıl sonra da 1988 yılında Çetin Emeç’in başında bulunduğu Hürriyet gazetesine geçti. Halen Hürriyet gazetesi yazı işleri müdürü ve 1992 yılından itibaren köşe yazarı görevi yapmaktadır.
Tufan Türenç, bir ara CHP’den siyasete girdi ama fazla durmadı ve siyaseti bıraktı. Tufan Türenç Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Aynı zamanda Fenerbahçe Kongre üyesidir.
Ey, altıokun büyük temsilcisi Atatürk. Sen ölmedin, evet, sen her Türk'ün kalbinde yatan arslansın. Sen ölmedin ve dünya durdukça yaşayacaksın.
^Abdi İpekçi
Mezunu olduğum okul ile ilgili olduğu için okumaya başladım. Ancak aradığım tadı bulamadım. Yaparlardı, giderlerdi, söylerlerdi şeklindeki zaman kullanımları bana kitap değil kompozisyon okuyormuşum hissi verdi. 400 yıllık tarihi olan, içinden binlerce kişi geçen bir okulun, binanın hikayesi daha zengin anlatılabilirdi diye düşünüyorum. Yine de kalemine, emeğine sağlık.
Hayat, her şeyi kendimiz tecrübe edeceğimiz kadar uzun değil. İşbu sebepten dolayı biyografi, anı, otobiyografi yazı türünü oldum olası çok sevmişimdir.
Kitaba gelirsek, ister sağ görüşlü olsun ister sol görüşlü olsun herkesin önyargılarını bırakıp okuması gereken bir kitap, bir yandan İpekçi'nin hayatı anlatırken bir yandan da Türkiye'nin yakın tarihine tanıklık edeceksiniz.
Yandı gülüm keten helva...
Bu kitap meşhur Kumarbaz Necip Fazıl Kazmakürek'in
Aynadaki Yalan şu kitabına ithafen yazılmış.
Bir ülke düşünün halkı cahil bırakılmış. Okumamış. Yalanlarla sömürü ile avutulmuş. Bediüzzamanlar Şeyh Saitler haklı. Vahdettin soysuzu vatansever ilan edilmiş. Rıza Nur lar Kumarbazlar eline kalem alan herkes bu ülkenin