Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Akbey İnan

Tuğba Akbey İnanRuh Ziynetleri yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
8.9/10
275 Kişi
1.169
Okunma
109
Beğeni
4.871
Görüntülenme

En Yeni Tuğba Akbey İnan Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Tuğba Akbey İnan sözleri ve alıntılarını, en yeni Tuğba Akbey İnan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kızlarım "anne" diye seslendiklerinde eğer onlara bakmadan "efendim" diye cevap verirsem o anne, "annee" çığlığına dönüyor. Çünkü kendilerini dinleniyor gibi hissetmiyorlar. Bu sebeple diyebiliriz ki, dinlemeyi çoğu zaman kulağın işi sansak da, aslında gözüyle dinliyor insan. Bakılınca dinlendiğini hissediyor anlatan...
Gülru büyük kızım, okuduğu bir kitaptan söz etti sohbetimiz sırasında. Okuduğu kitapta sevmediği, yanlış gelen kısımlar olduğunu söyledi. Bir ara dedi ki; "Öyle içime işlemişsiniz ki bazı şeyleri, bunlara ters bir şeyler okurken rahatsız oluyorum." Bazen bana çocuklarına hangi kitapları almalarını önereceğime dair mesajlar geliyor, kızımın yaşında çocukları olan hanımlardan. Gülru kitapları kendi seçiyor. Araştırıyor, buluyor, bize danışıyor, alıyoruz. Bazılarını sevmiyor, bazılarına bayılıyor. Kendisi tecrübe ediyor. Israrla altını çizdiğim şeylerden biri "Güçlü bir iletişimin her şeyden önemli olduğu". İletişimi güçlü tuttuğumuzda, her an adım adım takip etmemizi gerektiren bir kaygı ile yaşamayız. Değerlerimizi, rahatsızlıklarımızı, sevdiklerimizi, kaygılarımızı, korkularımızı dürüstlükle ifade ettiğimizde onlar bunu anlayabiliyorlar. Kıymetli olanın da bu olduğuna inanıyorum. Çocuklarla her şeyi açıkça konuşmak, onları dinlemeye hazır olmak, her şeyi kontrol etmekten daha rahatlatıcı çünkü.
Reklam
Bir suçlu bulmak, problemleri çözmez... Sürekli şikâyet etmek problemleri çözmez... Sürekli eleştirmek problemleri çözmez... Sorumlulukları almak problemleri çözer. Şükürle bakmak problemleri çözer... Yapılmayana değil, yapılana odaklanmak problemleri çözer... Hesap sormak için değil, çözüm bulmak için soru sormak problemleri çözer... Hep aynı cümleler etrafında dolanmak değil, başka bakış açıları kazanmak problemleri çözer... Ve problemler biz onları çözelim diye vardır; problem karşısında çözülelim diye değil.
Seyrettiğim bir dizide erkek kahraman rol arkadaşına "Ben zamanımı kızgınlıklarla, cezalarla, kindarlıkla harcamam. Sevdiğimiz şeyleri yapmak için bile zaman kısa." dedi. Ömür yaşarken uzun geliyor da, insan geldiği yaştan geçmişe bakınca nasıl bir hızla buraya geldiğine inanamıyor. İşte bu hızlı zaman dilimini öfkelerle, nefretlerle, zanlarla, büyük laflarla, kötü cümlelerle doldurmak var bir de sevdiğimiz şeylerden söz ederek, sevdiğimiz insanlarla birlikte olarak ve sevdiğimiz şeyler yaparak da geçirmek var. Kötülük sevdiğimiz bir şey değilse, sevdiğimiz iyiliklerin peşinden gitmeye devam.
Peygamberimiz'in (a.s.m.) arkadaşlarından Hanzala bir gün "Ey Allah'ın elçisi, yanında bulunduğumuz zaman bize cennet ve cehennemden bahsediyorsun, bunları gözlerimizle görüyor gibi oluyoruz. Huzurundan ayrıldıktan sonra eş, dost ve evlatlarımızla uğraşıyor ve bu duyguların çoğunu unutuyoruz." der. Efendimiz ona dönüp "İşte mesele ben yokken de bu duyguları muhafaza etmek, dünyaya dalıp her şeyi unutuyorsunuz." diye çıkışmıyor. Diyor ki; "Vallahi buradaki hâlinizi muhafaza etseniz, melekler gelir; yataklarınızda iken ve yolda yürürken sizinle musâfaha ederdi. Fakat bu duygular zaman zaman olur ya Hanzala." Bakın cümlelerinde ne yargılama ne suçlama ne de kaygı oluşturma var. Tam tersi nasıl huzur salıcı bir anlayış var. Umutlu olmayı, karşımızdakinin gönlüne ferahlık salacak iletişimi de Peygamberimizden öğreniyoruz. Tam da bu sebeple umuda ve güvene devam diyorum.
Geçtiğim yol boyunca her yerde gelincik çiçekleri vardı. Hepsi dikilmesine gerek olmadan kendiliğinden orada. Olmayabilir miydi? Elbette olurdu. Ama Allah küçücük çiçeklerle müthiş bir estetik, zarafet ve güzellik bahşetmiş bize. Bu bana kendi duruşumuz için de bir hatırlatma gibi geliyor. Daha zarif güzel kurulmuş cümleler olmadan da iletişim kurulamaz mı? Kurulur elbet. Ama sözümüze, tavrımıza yansıyan şükür, zarafet ve incelik tıpkı gelincik çiçekleri gibi duruyor insan ilişkilerinde de... Ya da Allah'ın zarafetine zarif bir kul olmak yakışır da diyebiliriz. ***
Reklam
eşe bir dağa yaslanır gibi yaslanmak gerçek bir iletişim içinde olduğumuzu bize hissettirir.
Gerçek bir iletişimde güven çok kıymetlidir. Birinin bize güvenmesi, güvenecek insanlar arama çabamız güçlü bağlar kurma arzumuzdandır. Bir çocuğun en güvendiği kişi olmak, eşe bir dağa yaslanır gibi yaslanmak gerçek bir iletişim içinde olduğumuzu bize hissettirir.
Gerçek bir iletişimde güven çok kıymetlidir. Birinin bize güvenmesi, güvenecek insanlar arama çabamız güçlü bağlar kurma arzumuzdandır. Bir çocuğun en güvendiği kişi olmak, eşe bir dağa yaslanır gibi yaslanmak gerçek bir iletişim içinde olduğumuzu bize hissettirir. Gerçek bir iletişimde empati vardır. Hiç ve hepten arınmış kelimelerle kurulmuş cümleler bizi empatik bir bakış açısına götürür. "Hep böyle yapıyorsun!", "Hiç böyle yapmıyorsun!" cümleleri bizi birbirimizden uzaklaştırır. Zira hepimiz yaptıklarımızın görülmesini isteriz. Gerçek bir iletişim özen ister. O bağın kopmasından korkacağımız bir özendir bu. Bu da davranışlarımızın, söylediklerimizin, düşüncelerimizin zehirli bir oka benzemesinden korur bizi. Yaralamak için değil, merhem olmak içindir o yakınlık. Gerçek bir iletişim vefa ister. Daha önceki iyiliklerin, yapılanların en önemlisi insan olduğumuzu unutmadan birbirimize hata payı bırakmak demek bu. Birbirimizi tanrılaştırmadan, insan olmanın getirdiği tüm duyguları hatırlamak. "Şimdi böyle davrandı ama daha öncesinde bana şu iyilikleri de yaptı." cümlesini kriz anlarında hatırlamak mesela bir vefadır. Gerçek bir iletişim kelime zenginliği ister. Aynı cümlelerle yıllarca kendini anlatmamız mümkün olmamışsa, yeni kelimelerle yeni cümleler kurmak hep aynı kısır döngüde kalmaktan korur bizi. Gerçek bir iletişim bizi birbirimize bağlar. İyi ki bağlar. Zira gerçek iletişimler vesilesiyle iyileşir, iyi kalmaya özen gösteririz. Gerçek bir iletişimin peşinden gitmeniz dileğiyle...
Kendimizi nasıl güçlü tutabiliriz? Kalbi yumuşatarak. Kalp iyilikle, merhametle, sevgiyle yumuşar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.