Tuncar Tuğcu Gönderileri
Tuncar Tuğcu kitaplarını, Tuncar Tuğcu sözleri ve alıntılarını, Tuncar Tuğcu yazarlarını, Tuncar Tuğcu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün bu kanlı ayaklanmalar ve devrimler, Yunan Kent Devletleri'nin bir bölüğünde, sanayici ve tüccarın egemen olduğu İlk Çağın ünlü köleci demokrasilerinin kurulması ile sonuçlandı. Demokratik yapı tüm siyasal özgürlükler ile beraber o çağa kadar hiçbir toplumda görülmemiş olan yurttaşın bir birey olarak kendini özgür görmesini sağlayan hukuksal yapıyı da getirdi. Bu hukuksal yapının doğal sonucu olan bilimsel araştırma özgürlüğü diğer tüm özgürlükler gibi yeni toplumun en temel gereksinimlerinden birine yanıt olarak kurumlaştı ve felsefenin doğuşunu hazırladı.
Sayfa 27Kitabı okuyacak
Tiranlar genellikle, soyluları savunan, Eski Yunanlı yazarların tiyatro ve şiirlerinde kanlı zalimler olarak gösterilir; gerçekte ise, tarih, tiranların eli ile sanayi ve ticaretteki gelişmeyle çatışan eski kurumları, yeni oluşan ve büyüyen ekonominin bütün yükünü taşıyan sınıf ve tabakalar yararına
temizlemiştir. Tiranları genellikle köleci demokratik yapıyı kuran siyasal ve sosyal reformlar izlemiştir.
Sayfa 27Kitabı okuyacak
6. yy. Eski Yunan kent devletlerinde, a) Kölelerin sanayide
yaygın bir biçimde kullanıldığı, b) Paranın mal değişiminde
anadeğer olduğu, c) Tarımsal kesimde yapılan reformların soyluların
gücünü kırdığı, d) Sanayici ve tüccarın siyasal erki ele
geçirdiği yüzyıldır.
Sayfa 26Kitabı okuyacak
İ.Ö. 8. ve 7. yüzyıllar Ege'de büyük dönüşümlerin ve devrimlerin olduğu yüzyıllardır. Soylularla beraber kralları ortadan kaldıran tüccarlar ve gemiden silaha, şaraba, süs eşyasına kadar kendi toplumunun gereksiniminden fazlasını üreten, ama hammaddeye, yeni pazarlara ve gittikçe daha çok köleye gereksinim duyan sanayiciler iktidar ortakları olan soyluları kanlı ayaklanmalarla iktidardan uzaklaştırıp tek egemen siyasal güç haline geldiler.
Sayfa 17Kitabı okuyacak
İnsan , Tanrı olmak isteyen , Tanrıyı özleyen biricik varlıktır ; kendini aşmak , Tanrı olmak isterken anlaşılmaz bir biçimde kendi kurduğu bir metafizik sistemin buyruğuna girer ve kendisinin belirlediği , karanlık , düşsel ve ürkütücü bir toplumsal yapıya tutsak eder kendisini ; Tanrı olmak isterken , Tanrıyı ve inancını yitirir . Bu trajik olgudur ve bu olgu yalnızca insana özgüdür ..
Sayfa 331Kitabı okudu
Rönesans, tarihin önünü tıkayıp onu yolundan saptıran Hıristiyan ideolojisi ‘nin tarih karşısındaki kaçınılmaz çöküşüdür ..
Sayfa 325Kitabı okudu
Suçun güzelliğine bakın ya ..
Giordano Bruno 17 Şubat 1600 tarihinde Roma’da işkence edildikten sonra meydanın ortasında, Hıristiyanların gözleri önünde papazlar tarafından canlı canlı yakıldı. Suçu doğasındaki özgür olma olanağını yaşama geçirmek istemesiydi..
Sayfa 286Kitabı okudu
Hıristiyanlığın bu dinler , mistik akımlar , tarikatlar arasından sıyrılıp evrensel bir din olmasındaki ana etken Hz. İsa’nın olağanüstülüğü ve ‘Müjde’ si değildir . Ana etken Pavlus ‘un dehası , örgütçülüğü ve bilgi birikimidir ..
Sayfa 260Kitabı okudu
Doksan bin nedir ya !!
Hristiyan Avrupa’nın resmî tarihine göre, Ortaçağda doksan bin insan yakılarak katledilmiştir ; son kurban Giordano Bruno’dur ..
Sayfa 234Kitabı okudu
ortaçağda
Tanrının evi üç kısımdır . Bazıları çalışır , bazıları savaşır , bazıları dua eder. Savaşçı soylular , papazlar ve çalışanlar ; Ortaçağ bu üç grup insanın birbirine dayanarak bir manastır veya şatonun çevresinde ölümden sonraki yaşamda Tanrının torpiline kavuşmak için tevekkülle vebaya ve Hristiyan ideolojisine boyun eğerek var olma savaşı verdikleri bin yıllık bir dönemin adıdır ..
Sayfa 225Kitabı okudu
Epikür aşktır ..
Epiküros’un Ethiği , çağındaki toplumsal kargaşaya ve çürümeye karşı bir tür başkaldırmadır..
Sayfa 174Kitabı okudu
Şu halde , belaların en korkuncu sayılan ölüm bizim için bir hiçtir: Biz var oldukça o yoktur , o varken de artık biz yokuz ..
Sayfa 173Kitabı okudu
Günümüz ampülcüleri ..
İktidar koltuğuna iyice yerleşen egemenlerin artık üzerlerindeki kuzu postuna gereksinimleri kalmamıştır ; kendi iktidarlarına hizmet ettiği sürece saygılıdırlar ; çizmeden birazcık yukarı çıkanın ise ‘katli vaciptir ‘
Sayfa 94Kitabı okudu