İslam alimleri, devleti, adalet mekanizması içinde yürüyen bir kurum olarak tanımladıktan sonra toplumun fertleri arasındaki ilişkileri muhabbet üzerine kurarlar. Adalet, hak edene hak ettiğini vermektir. Muhabbetin olduğu yerde hak davası olmaz. Bazen hak eden hakkından feragat eder, bazen hak edene hak ettiğinden fazlası verilir. Dolayısıyla muhabbet, adaleti aşan bir değerdir.