Uğur Dolgun kitaplarını, Uğur Dolgun sözleri ve alıntılarını, Uğur Dolgun yazarlarını, Uğur Dolgun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dr. Uğur Dolgun 'un "Şeffaf Hapishane Yahut Gözetim Toplumu" bir diğer başlık ile "Küreselleşen Dünyada Denetim ve İktidar İlişkileri" kitabı içinde yasamaya çalistiğimız modern dünyada ne olup bittiğini anlayabilmek açısından bize ayna tutan zihin açıcı bir kitap.
Kitabın adından da anlaşılacağı üzere zengin ve farklı bakış açılarına sahip dolu dolu bir eser. Dijital dünyaki insanı her yönü ile ele alınmış. İnsanın bu teslim olmuşluğunun iktidar çevreleri tarafından nasıl elverişli olarak kullanılmaya müsait olduğu örnekleri ile anlatılmış.
Özgür olduğumuzu ve yalnız kaldığımızı sandığımız elektronik dünyada aslında sürekli iz bıraktığımız için ha bire takip edildiğimiz, bütün kişisel mahremiyetimizi kaybettiğimiz, yönlendirilmeye ve kanalize edilmeye çok müsait olduğumuzu bilgi toplumu ile gözetim toplumu arasında çok ince bir çizgi olduğunu açıklayan harika bir eser.
Bilgi ve iletişime ilgi duyanların kitabı okumalarını tavsiye ederim.
Merhaba arakadaşlar en sevdiğim kitaplardan biri olan #1984georgeorwell kitabına ve #cesuryenidünya kitaplarına çok göndermesi olduğu için okumak istedim ve pişman olmadim.Günümüzün paranoyası "acaba gözetleniyor muyum?" Aslında paranoya değil gerçeğin ta kendisi olduğunu çok akıcı bi üslupla anlatıyor sizi sıkmayan türden bi kitap. Gözetlemenin tarihçesi yıllar içindeki değişimi çok güzel anlatılıyor. Okurken aklım hep #1984 e gitti çünkü o kitapla hayatım çoook değişti iyi ki değişti. Düşünün doğduğumuz andan itibaren sürekli herşeyimiz kayıt altında kameralar, uydular,akıllı telefonlar,doğum raporları,ölüm belgeleri,parmak izleri,yüz tanıma sistemleri vb bir çok peki bunlar ne için kayıt altına alınıyor? Amaçları nedir? Bir çıkarları var mıdır? Yada hangi yöntemler kullanıyor? Bunlar gibi daha bir çok deli soru sizi bekliyor .Umarim keyif alırsıniz
...seçim yapma özgürlüğünü yaşamakta oldukları kanısı içinde aslında kendi dışlarındaki güçlerce oluşturulan etkilerin baskısıyla hareket etmekte olduklarını farkına varamamanın da güçsüzlüğünü yaşamaktalar.
Bir şifreleme sistemi ancak birisi onu çözene kadar güvenli sayılabilir.
...
Kısacası, siber uzayda güvenlik ciddi bir problemdir ve aslında güvenlik diye bir şey de yoktur.
Bugün insanlık, enformasyon teknolojileri sayesinde, görünürlüğü bir tuzağa dönüştüren panoptik bir toplumda hapis durumundadır ;
bu aynı zamanda, iktidarların tüm çağlarda düşünü kurduğu bir ütopyadır.
Denetçinin gözünün sürekli üzerlerinde olduğunu düşünen kapatılanlar, artık kendi başlarına davranamaz hale geldiklerinden, iradelerini de özgürce ortaya koyamazlar ve iradeleri zamanla zayıflayarak ortadan kalkar. Bu durum, kapatılanları özgürlüklerinden yoksun bırakmakla kalmaz; eylemlerini yönlendiremeyecekleri ve yaşamlarını kurup yönetemeyecekleri bir durumu da ortaya çıkarır. Artık, kendi yaşamlarını onlar adına düzenlemesi için, denetçilere gereksinimleri vardır.